Esas No: 2009/10947
Karar No: 2010/3880
Karar Tarihi: 05.04.2010
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/10947 Esas 2010/3880 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava, bir adet taşınmazdaki paydaşlığın giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, paydaşlığın satılarak giderilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı davalı taşınmazın aynen taksim edilerek paydaşlığının giderilmesini istemiştir. Davalı ... taşınmazın mümkün ise aynen taksimine, olmadığı takdirde satılarak ortaklığının giderilmesine, diğer davalı ... ve ... kendi adına asaleten ... ve ... adlarına ise velayeten aynen taksim edilerek ortaklığın giderilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. Mahkemece, davalı taşınmazın aynen taksimi mümkün olmadığından satılarak ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs gibi bütünleyici parça (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar (ortaklar) ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı, ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesinde bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşlara, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Olayımıza gelince; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan iki katlı ev ve deponun davacıya, diğer iki katlı ev ile ahırın davalılara ait olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacıya ait iki katlı ev ve depo ile davalılara ait ev ve ahırın değerleri tespit edilmiş, ancak oran kurulmamıştır.Muhdesat bedelleri ile arz bedeli ayrı, ayrı belirlenip oran kurularak satışına karar verilmesi gerekirken, taşınmazdaki muhdesatların değerleri belirlenmesine rağmen oranlama yapılmadan satış kararı verilmiştir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş yukarıda açıklandığı gibi muhdesat oranları belirlenerek muhdesata isabet eden kısmın muhdesat sahibi paydaşlara, arz değerinin ise payları oranında paydaşlara dağıtılması gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 05.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.,