Esas No: 2021/9416
Karar No: 2022/14935
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9416 Esas 2022/14935 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/9416 E. , 2022/14935 K.Özet:
Sanığa ait işyerinde yapılan aramada yabancı menşeili kıyılmış tütün ve kaçak sigara ele geçirilmesi üzerine asliye ceza mahkemesi tarafından verilen 2 yıl 6 ay hapis ve 160 TL adli para cezasına hüküm, temyiz edildi. Yerel mahkemenin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi yapması nedeniyle, alanında uzman bilirkişiden usulünce rapor alınarak doldurulmuş makaronların ve diğer eşyanın yabancı menşeili olup olmadığı hususunda tespit yapılması gerektiği belirtildi. Ayrıca, 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen \"Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.\" şeklindeki düzenleme sanık lehine uygulanması gerektiği belirtildi. TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası ise yerel mahkemenin yasal koşullarının oluşup oluşmadığını saptaması ve sonucuna göre uygulama yapması gerektiği belirtildi. Ayrıca, TCK'nun 53 ve 54. maddeleri ile CMK’nun 251/1. maddesi uyarınca sanığın eyleminin “basit yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu eşya hakkında 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaletiyle TCK’nun 54/4. maddesi gereğince müsadere kararı verilmesi gerektiği belirtildi. Kanun maddelerinin açıklamaları şöyle: 5607 sayılı Yasa'nın 3/5. maddesi, 4733 sayılı Yasa'nın 8. maddesi, TCK'nun 7, 53, 54 ve 62. maddeleri, CM
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Olay tarihinde sanığa ait işyerinde yapılan aramada 1.550 gr kıyılmış tütün, 4 adet ... ibaresi yazılı kutu içerisinde sarılmış vaziyette toplam 800 adet dolu vaziyette sigara, 18 paket içerisinde 20 adet sarılmış sigara bulunan toplam 360 adet dolu vaziyette sigara ve 3 kutu ... ibaresi yazılı olan kutu içerisinde 600 adet makaron bulunarak el konulduğu, ele geçen makaron, kıyılmış tütünlerin yabancı menşeili olduklarının tespiti halinde sanığın eyleminin suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesi kapsamında olacağı, yerli olduklarının tespiti halinde ise suç tarihinde yürürlükte bulunan 4733 sayılı Yasanın 8. maddesinde belirtilen ve idari yaptırımı gerektiren kabahati oluşturacağı cihetle; dava konusu doldurulmuş makaronlar yönüyle makaronlar ve içerisindeki kıyılmış tütünlerin ve haricen ele geçen makaron ve kıyılmış tütünlerin yabancı menşeili olup olmadıklarının tespiti hususunda alanında uzman bilirkişiden usulünce rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tespiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1-Sanık hakkında neticeten 2 yıl 6 ay hapis ve 160 TL adli para cezasına hükmolunduğu, hükmün bir bütün olup bölünemeyeceği gözetilmeden, hapis cezası ve doğrudan verilen adli para cezası olarak bölünerek adli para cezası açısından zararın denetim süresi içinde karşılanması şartıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesi,
2-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3-28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde yapılan değişiklik öncesi anılan maddede öngörülen hapis cezası üst haddinin 2 yıl olduğu gözetilerek;
Anayasa Mahkemesi'nin 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Yasanın geçici 5/1-d bendinde yer alan “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarih ve 2020/81 E., 2021/4 K. sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK'nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “basit yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 62. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
5-TCK'nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı gözönünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
6-Dava konusu eşya hakkında 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaletiyle TCK’nun 54/4. maddesi gereğince müsadere kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... İdaresi vekili ve sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.