Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/13616 Esas 2010/3849 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2009/13616
Karar No: 2010/3849
Karar Tarihi: a5.4.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/13616 Esas 2010/3849 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali ve kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesine ilişkin bir dava görüşmüştür. Davalının kiracı olduğu taşınmazın diğer paydaşları da bulunmaktadır ve paylı mülkiyet hükümlerine göre davacılar ile davalı paydaştır. Kiracı paydaşın diğer paydaşla kira sözleşmesi yapması mümkündür, ancak bunun için aktin feshi davası açılması gerekmektedir. Davacılar aktin feshini istemedikleri için tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekmektedir. Hükmün kısmen onanması ve kısmen bozulması kararlaştırılmıştır. Kanun maddeleri açıklanmamıştır.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2009/13616 E.  ,  2010/3849 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava kira bedelinin tahsili için icra takibine yapılan itirazın iptali ve kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere, takibe konu kira bedellerinin ödenmediğine göre davalı vekilinin alacağa ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Davalı vekilinin tahliyeye yönelik temyiz istemine gelince;
    Davacılar vekil dava dilekçesinde; davalının müvekkillerine ait taşınmazda 5.3.1999 başlangıç tarihli sözleşme ile kiracı olduğunu, dükkanın halı hazırda boş tutulduğunu, anahtarı bu güne kadar teslim etmediğini, ödenmeyen aylar kirası için takip yaptıklarını davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile takibin devamı ve kiralananın tahliyesini istemiştir.Davalı vekili ise davanın itirazın iptalı davasımı yoksa alacak davası mı olduğu açıkca belli olmadığını,itirazın iptali ile birlikte tahliye davasının icra mahkemesinde açılması gerektiğini, davacıların iddia ettiği dükkanı 1999 yılında kiraladığını, kira süresi 3 yıl olup 2002 yılında sözleşme süresinin bittiğini tapu kaydı incelendiğinde davacılar dışında başka paydaşların da bulunduğunu davanın bu maliklerin de oluru alınarak görülmesi gerektiğini, tahliyesi istenilen yerde kendisine ait dükkanların da bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Takibe dayanak yapılan ve hükme esas alınan 5.3.1999 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli sözleşme ile paylı mülkiyete tabi taşınmazın paydaşı tarafından diğer bir paydaşa yani davalıya kiraya verildiği konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.dava konusu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde taşınmazın vasfı arsa olduğu ve maliklerinin ise davacılar ve davalı dışında başka şahıslar da olduğu görülmektedir.Yani davacılar ile davalı taşınmazda müşterek mülkiyet hükümlerine göre paydaştır.Her ne kadar davacılar dava konusu dükkanın harici taksim senedi ile kendilerine düştüğünü ve davalı ile kendilerine düşen dükkan hakkında sözleşme yaptıklarını iddia etmiş iseler de harici taksim davalının kabulünde olsa bile paylı mülkiyette harici taksime itibar edilmesi mümkün değildir.Davacılar ile davalının yukarda açıklanan tapu kaydına göre taşınmaz malda paydaş .
    oldukları anlaşıldığından paydaş davacının paydaş davalı aleyhine tahliye davası açma hakkı yoktur.Zira kiracı paydaşı ,paydaşlığı nedeniyle oradan çıkarma olanağı bulunmamaktadır. Bir paydaşın diğer paydaşla kira sözleşmesi yapması ve kendi payını kiraya vermesi mümkündür.Bunu yasaklayan bir yasa hükmü yoktur.Bu sözleşmeye dayanarak paydaş kiracı paydaş aleyhine temerrüt, iki haklı ihtar ve akte aykırılık nedeniyle ancak aktin feshi davası açabilir.Davanın kabulü halinde aktin feshi ile yetinilir ve tahliyeye karar verilemez.Davacılar dava dilekçesinde aktin feshini istemediklerine göre yukarıda açıklanan nedenlere göre tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Hükmün yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle alacağa ilişkin kısmın ONANMASINA, 2 nolu bentte yazılı nedenle tahliyeye ilişkin kısmının BOZULMASINA ve onanan kısım için aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 5.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara