Esas No: 2010/4110
Karar No: 2011/4950
Karar Tarihi: 30.05.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/4110 Esas 2011/4950 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, ödenmeyen 22 aylık maaşının ve fazla tahsil edilen primin yasal faiziyle birlikte Kurumdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 27.4.2007 tarihinden itibaren emekliliğe hak kazandığının tespiti, ödenmeyen yaşlılık aylıklarının ve davacı tarafından yersiz ödenen 5.350,00 TL primin yasal faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 04.10.2000-24.04.2007 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında 2361 gün, 13.11.1979-17.10.1997 tarihleri arasında 6454 gün yurtdışı borçlanması ve 01.10.1999-30.03.2000 tarihleri arasında 506 sayılı Yasa kapsamında 180 gün isteğe bağlı olmak üzere 8995 gün prim ödemesinin bulunduğu, 05.09.1957 doğumlu davacının 24.04.2007 yazılı istek tarihinde 49 yaşını ikmal ettiği ancak 9000 gün (25 tam yıl) prim ödemesi bulunmadığından yaşlılık aylığı talebinin reddedildiği, davacının yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu 2007 yılı Nisan ayında 30 gün prim ödemesi bulunduğu, 30.04.2007 tarihli prim ekstresine göre davacının 2,47 TL fazla ödemesi bulunduğu halde 9.11.2009 günlü prim ekstresinde 505,16 TL borcu bulunduğunun yazılı olduğu, mahkemece davacının Kuruma prim borcu olup olmadığı yeterince araştırılmadan 9.11.2009 günlü prim ekstresine değer verilerek, yazılı istek tarihinde davacının Kuruma prim borcu bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davacının sigortalılık başlangıç tarihi 13.11.1979 olup 1479 sayılı Yasa"nın Geçici 10.maddesinin 2/b bendine göre 45 yaş ve 9000 gün prim ödeme koşulunu sağladığı takdirde 24.4.2007 yazılı istek tarihini takip eden aybaşı olan 1.5.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazanacaktır.
Somut olayda, davacının prim ödeme gün sayısı 24.4.2007 yazılı istek tarihinde 8995 gün ise de davacının 2007 yılı Nisan ayında 30 gün prim ödediği anlaşılmaktadır. 1479 sayılı Yasa"nın 35/a maddesine göre yaşlılık aylığı koşullarının yazılı istek tarihine göre belirlenmesi gerekir ise de Kurumun davacıdan Nisan ayında 30 gün prim tahsil ettiği halde prim gün sayısının 24.4.2007 tarihinde 8995 olduğunu kabul etmesi doğru olmadığı gibi hukukun genel prensiplerinden olan ve TMK"unun 2.maddesinde tanımını bulan iyiniyet
kuralları ile de bağdaşmaz. Davacı yaşlılık aylığı koşullarını taşıması halinde 01.05.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığına hak kazanacağından, davacının 2007 yılı Nisan ayına ait primi tam olarak ödemesi karşısında prim ödeme gün sayısının 30.04.2007 tarihi gözönünde tutularak 9001 gün olarak kabulü gerekir. Öte yandan, 1479 sayılı Yasa"nın 35/a maddesine göre yaşlılık aylığı koşullarından birisi de yazılı istek tarihinde sigortalının prim ve her türlü borçlarını ödemesidir. 30.04.2007 tarihli prim ekstresine göre davacının 2,47 TL fazla ödemesi bulunduğu, 9.11.2009 günlü prim ekstresinde ise Kuruma 505,16 TL borcu bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, prim ekstreleri arasındaki çelişki giderilmeden ve davacının yazılı istek tarihi itibariyle Kuruma borcu bulunup bulunmadığı yeterince araştırılmadan davacının yazılı istek tarihinde Kuruma borcu bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Yapılacak iş, dosya içerisinde yer alan prim ekstrelerinin birer örneği eklenerek davacının yazılı istek tarihi itibariyle Kuruma prim borcu olup olmadığını sormak ve sonucuna göre davacının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığını ve Kuruma yersiz prim ödemesi olup olmadığını belirlemekten ibarettir.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.