Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/16541 Esas 2013/28257 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/16541
Karar No: 2013/28257

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/16541 Esas 2013/28257 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/16541 E.  ,  2013/28257 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, yurt dışında yaşadığını, Türkiye"deki taşınmazını kayınbiraderi olan davalının kendisi adına yıllardır kiraya verdiğini, ancak kira bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek 2005 yılı Mayıs ayından 2008 yılı Temmuz ayına kadar ödenmeyen 13.260,00 TL kira alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, 1997"den beri kiraladığı taşınmazın kira bedeli yönünden davacı ile her yıl ibralaştıklarını, davacının Türkiye"de bulunan bir başka taşınmazının bakım ve onarımı için kendisine 2001 tarihinde vekalet verdiğini, tadilatın kira bedellerinden sağlandığını, ayrıca kayınvalidelerinin vasisi olduğunu ve onun bakım giderlerinin diğer kardeşlerin de iştirak ettiği ölçüde bu tahsilatlardan karşılandığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, alınan kira bedellerinin bir kısmı ile davacının yazlığının tadilatının yapıldığı ve annelerinin bakımının sağlandığının tanık beyanlarıyla ispatlandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, vekaletin kötüye kullanılması iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacının ..."da bulunan taşınmazının 1997 yılından beri kayınbiraderi olan davalı tarafından davacı adına kiraya verildiği ve kira bedellerinin de davalı tarafça alındığı ihtilafsızdır. Davacı, bu bedellerin şimdiye kadar kendisine hiç ödenmediğini, aile içerisinde duruma çözüm bulunamadığını, geriye dönük olarak zamanaşımı ilkeleri çerçevesinde kendisine ödenmesi gereken kira gelirinin tahsilinin gerektiğini ileri sürmüş, davalı ise bu paranın davacının bilgisi ve muvafakati dahilinde harcandığı yönündeki savunmasına delil olarak tanık beyanı ve bir kısım inşaat malzemesi alındı belgelerine dayanmıştır. Alacak miktarı 1086 sayılı Kanunun 288. maddesi (6100 sayılı Kanunun 200. maddesi) senetle ispat kuralı dahilinde kalmaktadır. Taraflar enişte kayınbirader olup, aralarında 1086 sayılı Kanunun 293. maddesi (6100 sayılı Kanunun 203. maddesi) anlamında senetle ispat kuralının istisnası olan akrabalık ilişkisi de söz konusu değildir. Bu halde davalı savunmasını tanık beyanı ile ispatlayamayacağı gibi dosyaya sunulan davacı imzasını içermeyen, tek taraflı, alışveriş alındıları da davacı aleyhine delil kabul edilemez. Kaldı ki, mahkemece tarafların kayınvalidelerinin sağlığındaki bakım giderileri için davacıya ait kira bedellerinin davalı tarafça harcandığı değerlendirilmiş ise de, kayınvalidenin 2006 yılına vefat ettiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bu yöndeki kabul de hem ispat kurallarına hem de fiili duruma uygun değildir. Tüm bunlar ışığında, davalının savunmasını yasal delillerle ispatlayamadığı ve fakat cevap dilekçesine "sair her türlü delil" demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğunun kabul edilmesi gerektiği gözetilerek davalıya bu delili hatırlatıldıktan sonra, neticesine göre davalı hesabına yattığı tespit olunan bedel üzerinden karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara