Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/4308 Esas 2011/4940 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4308
Karar No: 2011/4940

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/4308 Esas 2011/4940 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2010/4308 E.  ,  2011/4940 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 10.11.1996-15.3.2004 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tesbitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalılar vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2- Dava, davacının davalı işverene ait işyerinde 10.11.1996-15.3.2004 tarihleri arasında çalıştığının tespiti istemine ilişkin olup, davacı vekili 10.2.2010 tarihli duruşmada 30.12.2003-15.3.2004 tarihleri arasındaki döneme ilişkin tespit talebinden feragat ettiğini beyan etmiştir.
    Mahkemece davacının davalı işverene ait işyerinde 10.11.1996-30.12..2003 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine, fazla talebin reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 30.12.2003-14.5.2006 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasaya tabi Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğu, davacının davalı işverene karşı açtığı Bakırköy 1. İş Mahkemesinin 2008/10-694 Esas sayılı işçilik alacakları istemli davada davacı tanıklarının ... hattında aynı durakta şoför olduklarını, davacının 1996 dan buyana davalıya ait minübüste şoför olarak çalıştığını, davalı tanıklarının ise davacının gündelikçi şoför olarak haftada 1-2 defa çalıştığını söyledikleri, kıdem tazminatının 10.11.1996-15.3.2004 tarihleri arası için hesaplandığı, kararın taraflarca temyiz edilmeden kesinleştiği, gerek işçilik alacakları dosyasında, gerekse mahkemece dinlenen davacı tanıkları ... , ... ile davalı tanıkları ... ile ..."nun bordro ya da komşu işyeri tanığı olup olmadıklarının araştırılmadığı, davacının çalıştığını iddia ettiği ... plakalı minübüsle ilgili olarak kesilen trafik ceza tutanaklarında davacı isminin bulunmadığı, ceza makbuzlarının davalı ... üzerine kesildiği, davacıya ait herhangi ücret ödeme bordrosu olmadığı, yani davacının çalıştığına dair herhangi yazılı belge bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün , 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21/538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
    Somut olaya gelince; mahkemece açıklana şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan kayıtlara geçmiş tanıklar olmadığı, tespit istenen tarihler arasında aynı durakta (minibüs hattında) davacı ile birlikte çalışıp çalışmadıklarının emniyet, belediye, Şoför-Minibüsçüler odasından araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
    Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta , soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.
    Gerçekten davacının davalı işyerinde çalışmaları ile ilgili davalı işyerinden verilmiş dönem bordrosu, işe giriş bildirgesi verilmediği nazara alınarak 10.11.1996-30.12.2003 tarihleri arasında davacı ile birlikte aynı durakta çalışan işyeri tanıkları, Emniyet, Şoförler-Minibüsçüler Odası, Belediye gibi kuruluşlardan tespit edilerek beyanlarına başvurulmadan giderek aynı durağa (hatta) komşu işyerleri ile çalışanlarının bilgilerine başvurulmadan, yeterince araştırma yapılmadan sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
    Yapılacak iş; 10.11.1996- 30.12.2003 tarihleri arasında Bakırköy-Yenibosna hattında (aynı durakta) davacı ile birlikte çalışan tanıkların ve komşu işyerleri sahipleri ile çalışanlarının Emniyet, Belediye, Şoförler-Minibüsçüler Odasından tesbit edilerek çalışmanın gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde beyanlarını almak, davalı işyerinin 506 szayılı Yasa kapsamında olup olmadığını sormak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2,6,9 ve 79/8 maddeleri gereğince kanıtlandıktan sonra davacının hizmet süresini belirleyip varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
    Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."ya iadesine30.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara