Esas No: 2011/6236
Karar No: 2011/4936
Karar Tarihi: 30.5.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/6236 Esas 2011/4936 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme , bozmaya uyarak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere verilen kararın bozma kararına uygun olmasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma gelmesi nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı sonunda maddi tazminat talebinin reddine 2.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Davacının 28.8.2004 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu % 0 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı humerus saft kırığı sonucu 28.8.2004- 11.3.2007 tarihleri arasında raporlu olduğu olayda davacının % 25, davalı işverenin % 75 oranında kusurlu olduğu davanın, davalının tüm kusuruna dayanılarak açıldığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
B.K"nun 47. Maddesinde hakimin bedensel bütünlüğün bozulması halinde olayın özelliklerini göz önünde tutularak zarar görene adalete uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar vereceği öngörülmüştür. Bedensel bütünlük eş deyişle vücut bütünlüğü kavramının fizik bütünlük yanında ruhsal bütünlüğü ve sağlığı da kapsadığı tartışmasızdır. Olayın özelliklerinin neler olduğu 22.6.1966, 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklanmıştır. Bunlar her olayda değişebilir. Bu nedenle hakiminin kararında bu özellikleri objektif ölçülere göre göstermesi gerekir.
Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, davacının sürekli iş göremezlik oranı, işçinin yaşı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004,
Bu ilkeler gözetildiğinde davacı yararına hükmedilen 2.000,00 TL manevi tazminatın az olduğu açıktır.
O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve daha uygun bir miktara hükmedilmek üzere karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.