Esas No: 2010/4624
Karar No: 2011/4924
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/4624 Esas 2011/4924 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, sigortalılık başlangıç tarihinin 15.09.1987 olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün gerektirdiği kanuni gerektirci nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava,davacının davalı işverene ait işyerinde 15.9.1987 tarihinden itibaren 25 gün süre ile çalıştığının tesbitine istemine ilişkindir.
Mahkemece davacının davalı işverene ait işyerinde 15.9.1987-10.10.1987 tarihleri arasında 25 gün çalıştığının tesbitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; mahkemece dönem bordrolarının istenmediği,işyerinin 13.6.1988 tarihinde 506 sayılı Yasa kapsamına alındığı, 19.4.2004 tarihinde yasa kapsamından çıktığı 12106401 sigorta sicil sayılı işyerinden davacının 15.9.1987 tarihinde işe başladığına dair işe giriş bildirgesinin verildiği,çalışılan işyerinin Bolu Belediyesinden ihale ile alınan "Kanalizasyon İnşaatı" işi olduğu, işverenlikçe davacının gösterdiği mahkemece dinlenen tanıkların işyeri kayıtlarında ismine rastlanılmadığının bildirildiği anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalıların kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir.Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar.Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.Bu yön;Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.8.1999 gün 1999/21-510-527,30.6.1999 gün 1999/21-549-555,5.2.2003 gün 2003/21-35-64;15.10.2003 gün 2003/21-634-572 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578;10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarındada vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince;Mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır.Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan kayıtlara geçmiş bordro tanıkları yada komşu işyeri tanıkları olmadıkları,tanık ..."nın bordrolar getirtilmediği için bordro tanığı olup olmadığı anlaşılmamıştır.Bu bakımında tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır.Giderek,tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.
Gerçekten davacının işyerinde ki çalışmaları ile ilgili olarak davacınında imzasının taşıyan 15.9.1987 tarihli işe giriş bildirgesi mevcut ise de eylemli çalışmanın varlığıda koşuldur.Bu nedenle kanalizasyon inşaat işyeri davalı işveren tarafından ihale ile alınan işyeri olduğu nazara alınarak 1987 yılı Eylül -Ekim döneminde davalı işyerine ait dönem bordrolarında isimleri olan tanıklar,ile belediyede o tarihte kanalizasyon işini denetleyen görevliler tesbit edilerek(usta,ustabaşı,fen elemanı gibi) bilgilerine başvurulmadan ücret tediye bordroları getirtilmeden dinlenen tanıkların bordro tanığı olup olmadıkları denetlenmeden sonuca gidilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş 15.9.1987-10.10.1987 tarihlerti arasını(dönemini) kapsayan dönem bordrolarını varsa ücret tediye bordrolarını getirtmek gerektiğinden çalışılan dönemde Belediyenin kanalizasyon işini denetleyen usta,ustabaşı, fenni mesul gibi elemanlarını tesbit ederek bilgilerine başvurmak dinlenen tanıklarında bordro tanığı olup olmadıklarını denetlemek ,bordro verilmemiş ise ihmal edilemiyorsa komşu işyeri sahipleri ve çalışanları zabıtaca tesbit edilerek bilgilerine başvurmak çalışmanın gerçek çalışma olgusunu somut inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasa"nın 2,6,9 ve 79/8.maddeleri gereğince kanıtlandıktan sonra davacının hizmet süresinin belirleyip varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı SGK vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,30.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.