Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/4382 Esas 2011/4906 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/4382
Karar No: 2011/4906
Karar Tarihi: 30.5.2011

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/4382 Esas 2011/4906 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2010/4382 E.  ,  2011/4906 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacı, 1.1.1985-8.9.2003 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sürelerde Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
    Hükmün davacının vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine
    2- Davacı 1.1.1985-8.9.2003 tarihleri arasında tarım Bağ Kur sigortalılığının tesbitini istemiştir.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının 29.12.1984 tarihli giriş bildirgesine göre 1.1.1985 tarihinden itibaren 2926 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı, 21.4.2006 tarihinden itibaren ziraat odasına kayıtlı olduğu, kooperatif üyeliğinin bulunmadığı, zabıta araştırmasına göre 1976 yılında toprak komisyonunca davacıya 52 dönüm tarım arazisi verildiğinin bildirildiği, prim ödemesini toplu olarak 24.15.2006 tarihinde gerçekleştirdiği, davacının 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığı nedeniyle 7.12.1986 tarihi itbariyle tarım Bağ Kur sigortalılığının terkin edildiği, 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılığının 8.12.1986 tarihinden beri devam ettiği ve bu sigortalılık kapsamında 14.1.1998 tarihinde davacının 500.000 TL (eski TL) tutarında tek ödemesinin bulunduğu ve 8.9.2003 tarihinden 2006/4 ayına kadar kesintisiz 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğu anlaşılmaktadır.
    17.04.2008 gün ve 5754 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 73.maddesi ile eklenen ve 30.4.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanunun geçici.17 maddesi uyarınca; Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin
    Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulacağı, prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyeceği ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmeyeceği belirtilmiştir..
    Kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme bulunmamaktadır. İlke olarak her yasa yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar. Bunun doğal sonucu da yasaların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyeceklerdir. Ancak devam eden uyuşmazlıklarda, tamamlanmamış hukuki durumlara yeni yasa veya düzenleyici kural “derhal yürürlüğe girme” niteliği nedeniyle uygulanacak ve hukuki sonuçlarını doğuracaktır. Bu gibi durumlarda kanunların geriye yürümesi değil ani etkisi söz konusudur. Sosyal güvenlik hukukunun ilgi alanı kamusal olup otoritesi kamu düzenini ilgilendirmektedir. Bu nedenle sosyal güvenlik hukuku ile ilgili yasalar yürürlüğe girdiği andan itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurur. Bu açıklamalar karşısında 5510 Sayılı Kanunun geçici.17 maddesinin tamamlanmamış hukuki durumlara uygulanacağının kabulü gerekir.
    Somut olayda 1479 sayılı Yasa kapsamındaki prim ödemesine göre davacı hakkında yukarıdaki açıklanan 5510 Sayılı Kanunun geçici.17 maddesinin uygulanma imkanı bulunup bulunmadığı araştırılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur
    Yapılacak iş davacının 1479 sayılı Yasa kapsamındaki sigortalılığı için ödediği primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibariyle 30.4.2008 tarihinde beş yıl ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunup bulunmadığını tesbit etmek, var ise primlerin tam olarak karşılandığı ayın sonu itibariyle sigortalılığı durdurmak, prim borcuna ait süreler 1479 sayılı Yasa’ya tabi sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyerek bu dönemdeki 2926 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalılığa değer vermek, suretiyle sonuca gidilmesi gerekir
    O halde davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.5.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara