Esas No: 2011/3805
Karar No: 2011/4881
Karar Tarihi: 18.5.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/3805 Esas 2011/4881 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 7.7.2003 tarihinde geçirmiş olduğu iş kazası nedeniyle maluliyet oranının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı,7.7.2003 tarihinde iş kazası geçirerek sürekli iş göremez duruma geldiğini ileri sürerek sürekli iş göremezlik oranının belirlenmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda davacının sürekli iş göremezlik oranının %100 olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Bu yönüyle davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Yasa’nın 19. maddesidir. Anılan maddeye göre iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum sağlık kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalının sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu sürekli iş göremezlik hallerinde meslekte kazanma gücündeki kayıp oranının belirlenmesine ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği bildirilmiştir. Bu yasal düzenleme gereğince düzenlenen Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 45. maddesinde sürekli iş göremezlik gelirinin iş kazası veya meslek hastalığı sonucu oluşan hastalık ve özürler nedeniyle Kurumca yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularının sağlık kurulları tarafından verilen raporlara istinaden Kurum Sağlık Kurulunca meslekte kazanma gücü en az %10 oranında azalmış bulunduğu tespit edilen sigortalıya bağlanacağı bildirilmiştir.
Öte yandan 5510 sayılı Yasa’nın 95. maddesine göre "Bu Kanun gereğince, yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, çalışma gücü kaybı, geçici iş göremezlik ödeneklerinin verilmesine ilişkin raporlar ile iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücü veya çalışma gücü kaybına esas teşkil edecek sağlık kurulu raporlarının usûl ve esaslarını, bu raporları vermeye yetkili sağlık hizmeti sunucularının sahip olması gereken kriterleri belirlemeye, usûlüne uygun olmayan sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeleri düzenleyen sağlık hizmet sunucusuna iade edecek belirlenen bilgileri içerecek şekilde yeniden düzenlenmesini istemeye Kurum yetkilidir.Usûlüne uygun sağlık kurulu raporu ve dayanağı tıbbî belgeler ile gerekli diğer belgelerin incelenmesiyle; yurt dışında tedavi için yapılacak sevklere, vazife malullük derecesini, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu tespit edilen meslekte kazanma gücünün kaybına veya meslekte kazanma gücünün kaybı derecelerine ilişkin usûlüne uygun düzenlenmiş sağlık kurulu raporları ve diğer belgelere istinaden Kurumca verilen karara ilgililerin itirazı halinde, durum Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Sağlık Bakanlığı ile Kurumun birlikte çıkaracağı yönetmelikle düzenlenir.
Kural olarak Yüksek Sağlık Kurulunca verilen karar Sosyal Güvenlik Kurumunu bağlayıcı nitelikte ise de diğer ilgililer yönünden bir bağlayıcılığı olmadığından Yüksek Sağlık Kurulu Kararına itiraz edilmesi halinde inceleme Adli Tıp Kurumu aracılığıyla yaptırılmalıdır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 28.06.1976 günlü, 1976/6-4 sayılı Kararı da bu yöndedir.
Somut olayda, davacının 7.7.2003 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucunda düzenlenen 16.3.2004 tarihi Bartın Devlet Hastanesi raporu ile tedavi ile çalışma olanağı veren "Anksiyete bozukluğu" bulunduğu, Tedavi Hizmetleri ve Daire Başkanlığının 19.6.2006 tarihli raporu ile "postravmatik stres bozukluğu" bulunduğu psikiyatrik açıdan çalışabilir durumda olup sürekli iş göremezlik oranının (0) olduğuna karar verildiği, davacının zaman içinde Kurum ünitelerine yaptığı başvurular sonucunda da Yüksek Sağlık Kurulu"nun 8.8.2008 tarihli raporu ile Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinin 5.5.2008 tarihli raporu esas alınarak davacının (E) cetveline göre çalışma gücünü %100 oranında kaybettiğine karar verilmiş, mahkemenin Dairemizce bozulan ilk kararında YSK’nun bu raporu esas alınarak davacının %100 oranında sürekli iş göremez durumda olduğuna karar verilmiştir.
Dairemiz bozma kararında davacının "Organik beyin sendromu ,travma sonrası stres bozukluğu" bulunduğu bundan dolayı %100 oranında sürekli iş göremez durumda olduğu 8.8.2008 tarihli Yüksek Sağlık Kurulu raporunda tespit edilmesine ve davacının akıl hastalığı nedeniyle sürekli iş göremezlik oranın belirlenmesi için bu davayı açmış bulunmasına göre Türk Medeni Kanunun 405.maddesi uyarınca” akıl hastalığı ve akıl zayıflığı nedeniyle işlerini göremeyen veya korunması ve bakımı için kendisine sürekli yardım gereken yada başkalarının güvenliğini tehlikeye sokan her ergin kısıtlanır” ve 413.madde uyarınca da kendisine bir vasi atanır.Vasi vesayeti altındaki kişinin taraf bulunduğu davalarda onu temsil eder.Ancak vasi yalnız vasi tayini kararı ile vesayeti altındaki kişiyi davada temsil edemez vasinin vesayeti altındaki kişi adına dava açıp takip edebilmesi için Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından husumet izni verilmiş olması gerekir.Dava tam ehliyetsiz olan davacı ...’nın verdiği vekalete dayalı olarak vekil vasıtasıyla açılmıştır.Davacıya vasi tayin edildiğine ilişkin dosyada herhangi bir bilgi ve belge yoktur.Bu durumda yapılacak iş,davacıya bir vasi tayin ettirmek ve alınacak husumet izniyle davaya devam olunarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmek gerekirken yazılı şekilde dava ehliyeti bulunmayan davacının açtığı davanın sonuçlandırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verilmiş ve bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonucunda Amasra Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/72 E,2010/263 K sayılı 26.11.2010 tarihli kararı ile Bartın Devlet Hastanesi ve Adli Tıp Kurulunun 2.6.2010 tarihli raporu uyarınca davacıda hukuki ehliyetini ortadan kaldıracak nitelikte herhangi bir akıl hastalığı ve zeka geriliği tespit edilemediğinden vesayet altına alınmasına ilişkin talebin reddedildiği ve davacının kısıtlanmasına yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Mahkemece yapılacak iş, bu tür davaların kamu düzenine ilişkin olduğu ve davaya dahil edilen davalı işverenin davacının %100 oranında sürekli iş göremez durumda olduğu yolundaki 8.8.2008 tarihli YSK raporuna itirazları da gözönünde tutularak, davacının daha önce tedavi gördüğü sağlık kuruluşlarındaki tüm tedavi evrakları ,bilgi ve belgelerin getirtilerek davacının iş göremezlik oranının ve bu oranda sürekli iş göremez duruma girdiği tarihin belirlenmesi konusunda Adli Tıp Kurumu’ndan, Adli Tıp Kurumu ile YSK raporu arasında çelişki doğması halinde gerektiğinde Adli Tıp Genel Kurulu’ndan rapor alınması ve mahkemece şimdi olduğu gibi davacının psikolojik rahatsızlıkları dolayısıyla sürekli iş göremezlik oranının %100 olduğunun tespiti halinde davacının bu dosyadaki tüm tıbbi raporları Sulh Hukuk Mahkmesine gönderilerek vasi tayin ettirmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece açıklanan bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde dahili davalı TTK Genel Müdürlüğüne iadesine, 18.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.