Esas No: 2010/3582
Karar No: 2011/4853
Karar Tarihi: 18.05.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/3582 Esas 2011/4853 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 15.11.1989-10.09.2004 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre , davacının tüm, davalıların diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, davalı işverene ait işyerinde 15/11/1989 ile 10/09/2004 tarihleri arasında kesintisiz olarak 506 sayılı Yasa"ya tabi zorunlu sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 15/11/1989 – 01/12/1993 tarihleri arasındaki süreye yönelik talebin hak düşürücü süre nedeniyle reddine, 01/09/1995 – 15/02/1996 tarihleri arasında davacının davalıya ait ... sicil nolu işyerinde,15/02/1996 – 10/01/1999 tarihleri arasında davacının davalıya ait ... sicil nolu işyerinde , 11/01/1999 – 10/09/2004 tarihleri arasında davacının davalıya ait ... sicil nolu işyerinde bordrolarda belirtilen ücretle çalıştığı ve bu çalışmalarından eksik bildirilen ,1995/3. dönemde 25 , 1996/1. Dönemde 85, 1996/2. Dönemde 120, 1996/3. Dönemde 45, 1997/1. Dönemde 38, 1997/2. Dönemde 38, 1997/3. Dönemde 54, 1998/1. Dönemde 50, 1998/2. Dönemde 48, 1998/3. Dönemde 33, 1999/1. Dönemde 25, 1999/3. Dönemde 8, 2001/1. Dönemde 15, 2001/2. Dönemde 35, 2001/3. Dönemde 16, 2002/1. Dönemde 22, 2002/2. Dönemde 6, 2002/3. Dönemde 18, 2003/1. Dönemde 12 gün olmak üzere toplam 693 günlük çalışmasının davalı Kuruma eksik bildirildiğinin tespitine, karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 10.09.1996, 18.01.2003, 01.12.1993 , 11.01.1999 tarihlerinde işe girdiğine dair davalı işverence verilmiş işe giriş bildirgelerinin olduğu, 15.02.1996, 09.01.1999, 17.01.2003, 01.10.2004 tarihlerinde işten çıkışının hizmet cetvelinde görüldüğü, davalı işverene ait ... sicil nolu işyerinde; 01.12.1993-15.02.1996 tarihleri arasında ,1993 yılında 30 gün, 1994 yılında 360 gün, 1995 yılında 335 gün, 1996 yılında 35 gün, ... sicil nolu işyerinde;10.09.1996-09.01.1999 tarihleri arasıda,1996 yılında 75 gün, 1997 yılında 330 gün, 1998 yılında 229 gün,1999 yılında 7 gün,... sicil nolu işyerinde;11.01.1999-17.01.2003 tarihleri arasında , 1999 yılında 208 gün, 2000 yılında 360 gün, 2001 yılında 294 gün, 2002 yılında 314 gün, 2003 yılında 15 gün,... sicil nolu işyerinde; 18.01.2003-01.10.2004 tarihleri arasında, 2003 yılında 330 gün, 2004 yılında 271 gün çalışmasının olduğu, tesbiti istenilen dönem ile çakışan başka işyeri çalışmasının olmadığı, 1999, 2000, 2001, 2002, 2003 , 2004 yıllarına ait imzalı ücret bordrolarının olduğu, davacının bordrolardaki imzaları inkar ettiği, 17.09.1996,17.01.2003, 01.12.1993 tarihli işe giriş bildirgelerindeki imzaların davacıya ait olmadığı, 08.02.1999 tarihli işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olduğunun tesbit edildiği, 28.05.1988-28.11.1989 tarihleri arasında askerlik yaptığı anlaşılmaktadır.
Gerçekten, davacının, işyerindeki çalışmaları ücret bordrolarına, izin belgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi, ücretsiz izin belgeleri ve bordrolar davacı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Başka bir anlatımla yazılı belgelerin varlığı halinde tanık sözlerine itibar edilemez. Dairemizin, giderek Yargıtay"ın oturmuş ve yerleşmiş görüşleri de bu doğrultudadır. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Öte yandan 01.01.2000 tarihinde yürürlüğe giren 25.08.1999 tarihli 4447 sayılı Yasanın 11. maddesi ile 506 sayılı Yasanın 79. maddesine eklenen fıkrada ay içinde bazı iş günlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların otuz günden az çalıştıklarını açıklayan bilgi ve belgelerin işverene prim bildirgelerine eklenmesinin şart olduğu bildirilmiştir.
Somut olayda, Mahkemece 15/11/1989 – 01/12/1993 tarihleri arasındaki süreye yönelik talebin reddine karar verilmesi bu dönemde fiili çalışmanın ıspat edilememesi nedeniyle doğrudur, 01.09.1995-10.09.2004 tarihleri arasına yönelik talep yönünden ise, davacının davalı işverence Kuruma verilen 10.09.1996, 18.01.2003, 01.12.1993 , 11.01.1999 tarihli işe giriş bildirgelerinin bulunduğu, 15.02.1996, 09.01.1999, 17.01.2003, 01.10.2004 tarihlerinde işten çıkışının hizmet cetvelinde görüldüğü, çalışmalarının kısmi olarak bildirildiği, tesbitine karar verilen sürelerin bir kısmına ait ücret bordrolarının imzalı olduğu uyuşmazlık konusu olmayıp, ücret bordrolarındaki imzaların davacıya ait olup olmadığı yönünde uzman bilirkişiden rapor alınmadan, eksik bildirim yapılan sürelerde işverence neden eksik bildirim yapıldığına dair dayanak belgelerin Kuruma verilip verilmediği araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, 01.01.2000 tarihinden sonra eksik bildirim yapılan sürelerde işverence neden eksik bildirim yapıldığına dair dayanak belgelerin Kuruma verilip verilmediğini araştırmak, tesbitine karar verilen sürelere ait ücret bordrolarındaki sigortalı imzaları üzerinde, uzman bilirkişilere imza incelemesi yaptırmak, imzanın sigortalıya ait olduğunun anlaşılması halinde ücret bordrosu bulunan sürelerle ilgili olarak istemin reddine, imzanın davacıya ait olmadığının anlaşılması halinde de şimdiki gibi karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı işverene iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edenlerden davacıya yükletilmesine, 18.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.