Esas No: 2017/1075
Karar No: 2020/1997
Karar Tarihi: 10.06.2020
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2017/1075 Esas 2020/1997 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davalı idarenin 15.05.2013 tarihli ve 4769/19385 sayılı yazısıyla bildirilen 137.999,50 TL"lik reaktif ceza faturalarının geçersiz olduğunu ve davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 137.999,50 TL olarak ödenen miktarın ödeme tarihi olan 26.06.2013 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan istirdadını talep etmiştir.
Davalı vekili, teşekkülleri ile şirket arasında 02/04/2009 tarihinde Sistem Kullanım Anlaşması imzalandığını ve 01/05/2009 tarihinde yürürlüğe girdiğini, daha sonra bu anlaşmanın 15/04/2010 – 29/02/2012 – 31/07/2012 – 05/12/2013 tarihlerinde revize edildiğini, her revize dönemi için Sistem Kullanım Anlaşmasının “Ceza-i Şartlar” başlıklı maddesi uyarınca işlem yapıldığını, dava konusu faturaların kesilmesi için sözleşmeden kaynaklanan bir uyarı yükümlülüklerinin olmadığı gibi yapılan tüm işlemlerin hukuka uygun olduğunu, davacı tarafın ödemeyi herhangi ihtirazi kayıt koymadan haklarını saklı tutmadan yaptığını, ihtirazi kayıt olmaksızın yapmış olduğu ödeme sonrası fatura tutarlarının iadesi için dava açmasının hukuki himayeden yararlanamayacağını savunarak davanın usul ve esas yönünden reddini talep etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; 6098 sayılı TBK"nın 78. maddesi hükmü uyarınca borçlu sanılan bir paranın ödenmesi halinde ancak ihtirazi kayıt konulması durumunda iadesinin talep edilebileceği davacı şirketin davaya konu fatura kapsamındaki cezaları Ziraat Bankası aracılığıyla 26/06/2013 tarihinde itirazı kayıt koymaksızın ödediği, bu durumda yapılan bu ödemelerin geri istenmesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
TBK"nın 78. maddesi sebepsiz zenginleşme hükümleri içerisinde yer alan bir maddedir. Taraflar arasında bir sözleşme bulunması halinde sebepsiz zenginleşme hükümlerinin uygulanmasına gerek yoktur. Sebepsiz zenginleşme tıpkı sözleşme ve haksız fiil gibi borç doğuran bir sebeptir ancak kanundan kaynaklanan bir alacak doğurur. Somut olayda taraflar arasında bir sözleşme bulunduğundan ihtilafın sözleşme hükümlerine göre çözülmesi gerekir. Bu itibarla TBK"nın 78. maddesinin olayınında uygulanma yeri yoktur.
Dava konusu uyuşmazlık taraflar arasında düzenlenen bir sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Taraflardan birinin sözleşme hükümlerine göre bir alacağı olması halinde bu alacağını sözleşmenin tabi olduğu zamanaşımı süresi içinde talep edebilir. Aynı kabulden hareketle sözleşme hükümlerine uymayan bir ödemenin de zamanaşımı süresi içinde iadesi talep edilebilecektir. Davalı tarafından düzenlenen faturanın sözleşme hükümlerine aykırı olduğunun kabul edilmesi halinde bunu ödeyen taraf ihtirazi kayıt ileri sürmesine gerek olmaksızın bu ödemeyi talep edebilir
Dava konusu ceza faturaları, yapılan işin içeriğiyle doğrudan bağlantılı değildir. Ayrıca ceza faturalarının yapılan işin hakedişi sırasında düzenlenmiş olduğu da davalı tarafından iddia edilmemiştir. Bu nedenle sözleşmenin eki mahiyetinde olan genel şartnamenin 42. maddesinde yazıldığı şekilde ihtirazi kayıt konulmasına gerek olmadan ödeyen, zamanaşımı süresi içinde bu bedelin istirdatını talep edebilir.
Mahkemece davaya konu fatura kapsamındaki cezaların ihtirazı kayıt koymaksızın ödendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılan gerekçelerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.