Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/18401 Esas 2013/28126 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/18401
Karar No: 2013/28126

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/18401 Esas 2013/28126 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/18401 E.  ,  2013/28126 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, ... 75. Yıl Dinlenme Tesisleri"nin işletilmesine ilişkin davalı ile 05/01/2001 tarihli sözleşme yapılıp, dinlenme ve bakım evlerinde hizmetlerin yürütülmesi işinin davalıya verildiğini, yenilenerek devam eden sözleşmenin 30/04/2005 tarihinde sona erdiğini, önceki dönemlere ait sözleşmelerin beşinci maddesinde yer alan hükmün sözleşmenin geçerlilik süresi ile sınırlı olduğunu, buna göre 30/04/2004 tarihinden sonra iş akitleri feshedilen işçilerin, bu fesihten doğan alacaklarından kurumun sorumlu olmadığını ileri sürerek, işçi ... KARA"ya ait kıdem ve ihbar tazminatlarının kurum tarafından ödendiğini, davalı şirketten bu meblağların rücu hakkının doğduğunu belirterek, şimdilik 16.090, 70 TL"nin ödeme tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı, kendisine ait dinlenme ve bakım evlerinin işletmeciliğini üstlenen davalı tarafından çalıştırılan işçilerin iş akitlerinin haksız olarak feshedilmesi üzerine, işçilerden ... Kara tarafından açılan dava sonunda, kıdem ve ihbar tazminatlarının iş bu davanın tarafları olan kurum ve davalıdan tahsiline karar verildiğini, başlatılan icra takibi üzerine de, söz konusu ilama dayalı alacakların kurum
    2013/18401-28126
    tarafından ödendiğini ileri sürerek, ödenen miktarın rücuen tahsili için eldeki davayı açmış olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçilere ödenen tazminatlardan hangi tarafın sorumlu olacağına ilişkindir.
    Hemen belirtmek gerekir ki, dava dışı işçi tarafından iş mahkemesinde açılan davada, her ne kadar iş bu davanın tarafları, hükmedilen tazminatlardan müteselsilen sorumlu tutulmuşlarsa da, 4857 sayılı İş Kanununun 2/6 maddesinde; "Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile işe aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” şeklinde düzenlenen, asıl ve alt işverenin kanundan kaynaklanan bu sorumluluğu, işçilere karşı geçerli olup, asıl ve alt işverenin kendi aralarındaki iç ilişkide de geçerli değildir.Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde öncelikle taraflar arasındaki sözleşme ve sözleşme eki olan teknik şartname hükümleri dikkate alınarak bir sonuca gidilmelidir.
    Taraflar arasında düzenlenen, 1.5.2004-30.4.2005 tarihleri arasında geçerli olan, “Hizmet Alımları Tip Sözleşmesi”nin, “Sözleşme Bedeline Dahil Olan Giderler” başlıklı 7.maddesinde, “Taahhüdün yerine getirilmesine ilişkin işçilik ücretleri, işçilik sigortaları, ulaşım, vergi, resim, harç giderleri ile resmi makamlardan alınması gerekebilecek ruhsat, izin v.b. bilcümle giderler ve noter masrafları, personelin yol ve özel kıyafet giderleri sözleşme bedeline dahildir. İlgili mevzuatı uyarınca hesaplanacak KDV’si, sözleşme bedeline dahil olmayıp idare tarafından yükleniciye ödenecektir.” hükmü getirilmiştir.
    Anılan sözleşmenin 9. maddesi gereğince, sözleşmenin eki niteliğinde olan “ Hizmet Alım Özel Teknik Şartnamesi”nin “İşten Çıkarılanlar ” başlıklı 2. maddesinin 7. bendinde ise, “ Yüklenici, İş Kanunu"nun iş akdi feshi hükümleri dahilinde idareye bilgi vermek suretiyle işçilerini çıkarabilir. İşçilerin işten çıkarılması sonucunda çıkartılanlara ödenen ihbar, kıdem tazminatları ile açacakları maddi ve manevi tazminatlar, tüm mahkeme giderleri ve vekalet ücretleri yükleniciye aittir.” hükmü mevcuttur.
    Yine davada dayanılan 2004 tarihli sözleşmenin 9.1. maddesinde de, “Sözleşme hükümleri ile ihale dökümanını
    2013/18401-28126
    oluşturan belgelerdeki hükümler arasında çelişki ya da farklılık olması halinde, ihale dökümanında yer alan hükümler esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
    Az yukarıda açıklanan ve tarafların, sözleşme hükümleriyle çelişkili olması halinde öncelikli olarak uygulanmasını öngördükleri, “ Teknik Şartname ” nin 2.7. maddesindeki açık ve tereddüte yer vermeyen düzenleme karşısında davacı kurumun, dava dışı işçiye ödemek zorunda kaldığı tazminatların tamamını davalı yükleniciden rücuen talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki, dava dışı işçinin açmış olduğu davada, çalışma süresinin, 22.6.2001 ile 30.4.2005 tarihleri arasında olduğu anlaşılmaktadır.Hal böyle olnca hükme esas alınan bilirkişi raporundaki, " ... KARA"ya ait iş sözleşmesinin taraflar arasında yapılan hizmet alımları tip sözleşmesinin bitim tarihi olan 30/04/2005 tarihinde sona erdiği ve dava konusu yapılan ödemelerden davalının sorumlu olmayacağı" yönündeki tespitin doğru olmadığı açıktır. Mahkemece, yanlış değerlendirme ile bilirkişi raporu esas alınarak davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirir.
    SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, 13.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara