Esas No: 2021/9740
Karar No: 2022/15307
Karar Tarihi: 01.11.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9740 Esas 2022/15307 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/9740 E. , 2022/15307 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, sanık hakkında beraat kararı verilirken, diğer sanık hakkında hükümlülük ve müsadere kararı verildiği belirtilmektedir. Karar temyiz edilmektedir ve mahkeme, yerel mahkemenin kararını onamıştır. Ancak, sanık müdafiyesinin temyiz talebi üzerine, dava dosyasının incelenmesi sonucunda, 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen hükümde bazı hatalar tespit edilmiştir. Bu hatalar şunlardır:
1. Cep telefonlarının kayıtlı ya da kayıt dışı olup olmadığının tespiti bakımından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu sisteminden IMEI sorgusunun yapılması gerektiği gözetilmeden hüküm tesisi.
2. Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa uyarınca hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi.
3. Hükümden sonra yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen düzenlemelerin sanık lehine hükümler içermesi ve ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması gerektiği.
4. Suçun üst sınırının iki yıl olduğu düzenlemenin gözetilerek, basit yargılama usulünün uygulanması gerektiği.
5. İddianame ile müsaderesi talep edilmeyen cep telefonları yönüyle ek savunma hakkı tanınmadan müsadere kararı verilmesi.
Bu hatalar nedeniyle, karar bozulmuş ve dava yeniden incelenmek üzere yerel mahkemeye gönderilmiştir. Detaylı kanun açıklamaları ise şöyledir:
- 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu
- 6455 sayılı Yasa
- 7242 sayılı Yasa
- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, sanık ... hakkında hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I. Katılan ... İdaresi vekilinin sanık ... hakkındaki beraat kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II. Sanık ... müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
1- Ele geçen cep telefonlarının kayıtlı ya da kayıt dışı olup olmadığının tespiti bakımından Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu sisteminden IMEI sorgusunun yapılması gerektiği gözetilmeden hüküm tesisi,
2- Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa uyarınca hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
3- Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
4- Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde düzenlenen suçun üst sınırının iki yıl olduğu gözetilerek;
17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda
basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Yasanın 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi'nin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK'nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5- İddianame ile müsaderesi talep edilmeyen cep telefonları yönüyle ek savunma hakkı tanınmadan müsadere kararı verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.