Esas No: 2021/10944
Karar No: 2022/15484
Karar Tarihi: 01.11.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/10944 Esas 2022/15484 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/10944 E. , 2022/15484 K.Özet:
Mahkeme, 5607 sayılı yasanın değişen maddelerine göre suçun tarihine ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin belirlenmesi gerektiğini belirtmiş ve yerel mahkemenin bu görevi yapması gerektiğini vurgulamıştır. Ayrıca, sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiği gözetilerek ek savunma hakkı tanınması gerektiği ifade edilmiştir. Kararda, TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle bu maddenin yeniden değerlendirilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Sanıkların cezalarının TCK'nun 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilirken, TCK’nun 54/1.maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK’nun 232/6.maddesine muhalefet edildiği de vurgulanmıştır. Ayrıca, yargılama giderleriyle ilgili olarak kısa kararda yargılama gideri ile ilgili kısım miktar olarak boş bırakılarak ilgili miktar açıklanmadan, bilahare gerekçeli kararda belirtilmesi suretiyle usul ve yasaya aykırı hüküm kurulduğu ifade edilmiştir. Kararın sonunda, 5607 sayılı yasanın 3/12, 3/22, 5/2. maddelerine eklenen düzenlemeler, TCK'nun 4/2. maddesi, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Hükmolunan cezanın nev'i ve miktarına göre sanıklar müdafiinin duruşma talebinin reddine karar verilerek yapılan incelemede;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/12. maddesi kapsamında kaldığı, suç tarihinden sonra ise 28/06/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/12. maddesi kapsamında bulunduğu,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/12. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/12, 3/22, 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2- Sanıkların fikir ve eylem birliği içinde atılı suçu işledikleri gözetilerek, ek savunma hakkı tanınmak suretiyle 5607 sayılı Kanunun 4/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-Sanık ... hakkında hem hapis hem de adli para cezası verildiği ve adli para cezaları için TCK'nun 58.maddesine göre tekerrür hükümleri uygulanamayacağı halde tekerrür hükümleri uygulanmasına karar verilirken hiçbir ayrım yapmaksızın sanığın cezasının TCK'nun 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,
5- Sanıkların yakıt amacıyla bulundurduğu anlaşılan dava konusu madeni yağların müsaderesine karar verilirken 5607 sayılı Yasanın 13/1.maddesi yollamasıyla TCK’nun 54/4.maddesinin gösterilmesi gerekirken, TCK’nun 54/1.maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK’nun 232/6.maddesine muhalefet edilmesi,
6- Yargılama giderleri ile ilgili olarak, 5271 sayılı CMK'nun 324. maddesinin 2. fıkrasında "Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” şeklindeki açık hükmü ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 26/05/1935 gün ve 111/7 sayılı "yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı parçası olduğundan ilamlarda açıklanmalı, kime yükletileceği belirtilmedir" ve yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 02/05/1966 gün ve 4/3 sayılı "tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderinin miktarı ve kime ne miktarda yükleteceği belirtilerek, sanığın yükümlülüğü öğrenmesinin sağlanması ve bu sayede sanığın yargılama giderlerine karşı temyiz davası açıp açmama hususunda karar verme olanağı tanınması gerektiğini” belirten kararları karşısında, hükmün esasını oluşturan kısa kararda, sanığın yükümlülüğünü öğrenmesi ve buna göre yargılama giderleri yönünden temyiz yoluna başvurup başvurmayacağı hususunda karar vermesine imkan tanımak için, yargılama giderlerinin kime yükleneceğinin ve bu yükümlülüğün ne miktar olacağının belirtilmesi gerektiği halde, mahkemece kısa kararda yargılama gideri ile ilgili kısım miktar olarak boş bırakılarak ilgili miktar açıklanmadan, bilahare gerekçeli kararda belirtilmesi suretiyle usul ve yasaya aykırı hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... İdaresi vekili, sanıklar müdafi ve sanık ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.