Esas No: 2022/9703
Karar No: 2022/15476
Karar Tarihi: 01.11.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/9703 Esas 2022/15476 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2022/9703 E. , 2022/15476 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve Ceza Dairesi tarafından incelenen bir dosyada, suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin değişik kanunlara tabi olduğu ve bu kanunların belirli maddelerinin düzenlemelerine göre hüküm verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca dosyada yapılan incelemeler sonucunda, yerel mahkemenin hatalı hüküm verdiği ve kararın bozulması gerektiği kararına varılmıştır. Kararda yer alan kanun maddeleri arasında 5271 sayılı CMK'nun 260/1. maddesi, 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi, 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle, 5607 sayılı Yasa'nın 3/5, 3/10. maddeleri, 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi, 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesi ve 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, nakil aracının müsaderesi
Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
5271 sayılı CMK’nun 260/1.maddesi gereğince katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gören Gümrük İdaresi vekilinin yokluğunda verilen kararı temyiz hakkı olduğu kabul edilerek; anılan kurum vekili, sanıklar ... ve ...’ın temyiz talebi üzerine yapılan incelemede;
1- Suçtan zarar gören ve davaya katılma hakkı bulunan Gümrük İdaresi’nin yargılamadan haberdar edilmeksizin yokluğunda hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı CMK'nun 233 ve 234. maddelerine aykırı davranılması,
2- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihlerinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
3- Sanıkların fikir ve eylem birliği içinde atılı suçu işledikleri gözetilerek, ek savunma hakkı tanınmak suretiyle 5607 sayılı Kanunun 4/2. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
4- Dairemizce kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 16.05.2017 tarih 2015/7-389 E, 2017/272 K sayılı ve 08.04.2014 tarih, 2013/7-591 E, 2014/171 K sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK.nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Temyiz incelenmesine konu işbu dosyaya ilişkin suç tarihinin 14.01.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 10.11.2014 olduğu,
Sanık ...’ın Gürün Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2014/66 Esas – 2014/107 Karar sayısında temyiz edilmeksizin kesinleşen dosyasında , sanık ...’un ise Gürün Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/88 Esas sayısında derdest dosyasında suç tarihinin 26.12.2013, iddianame düzenlenme tarihinin 12.02.2014 olduğu anlaşılmakla;
Suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre sanıkların eylemlerinin TCK'nun 43. madde kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde kesinleşmeyen dosya bakımından birleştirilmesi, kesinleşen dosyanın aslının ya da onaylı örneğinin dosya arasına alınması, eylemlerin TCK'nun 43. maddesi kapsamında kaldığı kabul edilmesi halinde kesinleşen karar yönünden mahsubun düşünülmesi ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
5- 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
6-Dava konusu kaçak sigaraların 5607 sayılı Yasanın 13/1.maddesi yollamasıyla TCK’nun 54/4.maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
7-Kaçak eşya naklinde kullanılan 34 KB 2614 plakalı nakil aracının sanık ...’a ait olduğu anlaşılmakla, dava konusu kaçak eşyanın taşıma aracının yüküne göre miktar ve hacim açısından ağırlıklı bölümünü oluşturup oluşturmadığı ve aracın değeri bilirkişi raporu ile tespit edilerek sonucuna göre müsaderenin hakkaniyete aykırı olup olmayacağı da tartışılıp bir karar verilmesi gerekirken somut olaya özgü gerekçe gösterilmeksizin suçta kullanılan nakil aracın müsaderesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, suçtan zarar gören Gümrük İdaresi vekili , sanıklar ... ve ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.