Esas No: 2012/2808
Karar No: 2012/6004
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/2808 Esas 2012/6004 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerde 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesi uyarınca yapılan kadastro sırasında, ... ilçesi, ... mahallesi 1320 ada 1 parsel sayılı 7206,41 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği orman niteliğini kaybedip, orman kadastro komisyonlarınca orman alanı dışına çıkarılan yerlerden olduğu gerekçesiyle, tutanağın beyanlar hanesine 2/B madde ve davacı gerçek kişi ve dava dışı gerçek kişiler lehine kullanım şerhi verilerek Hazine adına bahçe niteliğiyle tespit edilmiştir. Davacı, taşınmazın site olduğunu ve kendisiyle beraber başka kişiler lehine müşterek olarak tutanağın beyanlar hanesine kullanım şerhi verildiğini belirterek taşınmazın 1000,00 m²’lik bölümü üzerinde sadece kendisinin lehine kullanım şerhi verilmesi gerekirken dava dışı gerçek kişiler ile birlikte müşterek olarak şerh verildiği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davacının meşruhatlı davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına ve dava konusu Baklacı mahallesi 1320 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 2/B vasfıyla Hazine adına tespit gibi tesciline, beyanlar hanesinin aynen bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Kural olarak; kadastro davaları lehine tespit ya da kadastro komisyonlarınca adlarına tescile karar verilen gerçek veya tüzel kişilere karşı açılır. Dava, 3402 sayılı Yasanın ek 4. maddesine göre yapılan kadastro tespitine itiraz niteliğindedir. Davanın saptanan bu niteliğine göre husumetin taşınmazın tespit maliki olan Hazine ile lehine kullanım şerhi verilen kişilere birlikte yöneltilmesi zorunludur. Ancak; dava Kadastro Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilerek açılmıştır. Davacının asıl dava etmek istediğinin kadastro müdürlüğü değil Hazine olduğu belirgin olup ortada belirgin bir biçimde temsilde yanılma hali bulunduğundan bu durumun mahkemece re"sen gözetilmesi ve davanın usulünce gerçek hasımlara yönlendirilmesi için davacı tarafa olanak sağlanması ve kadastro müdürlüğünün davada taraf sıfatı bulunmadığından kadastro müdürlüğü aleyhine açılan davanın husumet nedeni ile reddi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. (HGK.2010/7-70-86 sayılı kararı ).
Kabule göre ise, aynı parsel mahkemenin 2010/963, 2010/349, 2010/280 ve 2010/188 sayılı dosyalarında davalıdır. H.Y.U.Y."nın 45. (6100 sayılı H.M.K.’nın 166.) maddesi uyarınca
kadastro davalarında, aynı parsele yönelik olarak açılan tüm davaların birlikte görülerek sonuçlandırılması gerekir. Aynı parsele yönelik olarak açılan davaların birleştirilmesi gerekirken, davalar birleştirilmeden taşınmaz hakkında tespit gibi tescile karar verilerek infazda tereddüde yol açılması, davacıya tebliğ edilen 03.02.2011 tebliğ tarihli muhtıra 3402 sayılı Kadastro Yasasının 28/2 maddesinde öngörülen hususları taşımadığı halde, 28/2 madde uyarınca açılmamış sayılma kararı verilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ..."ın temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer yönlerin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 18/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.