Esas No: 2022/7059
Karar No: 2022/15329
Karar Tarihi: 01.11.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/7059 Esas 2022/15329 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2022/7059 E. , 2022/15329 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen karara yapılan temyiz başvurusunda, malen sorumlu vekilinin katılma talebinin olmadığı ve sanığın eyleminin basit yargılama usulüne göre yeniden değerlendirilmesi gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verildi. Mahkemenin, suç tarihinde yürürlükte olan 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçu sebebiyle verdiği hapis cezasının yanı sıra malın müsaderesi cezası da içerdiği belirtildi. Ayrıca, 5607 sayılı Yasaya yapılan değişiklikler ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına atıfta bulunularak sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiği belirtildi. İndirim konusunda yapılan hatalar ve tekerrür hükümlerinin yanlış uygulanması nedeniyle kararın hukuka aykırı olduğu tespit edildi ve karar bozuldu.
Kanun Maddeleri:
- 5607 sayılı Yasa'nın 3/5, 3/22, 5/2.
- 6545 sayılı Yasa
- 7188 sayılı Yasa'nın 24. ve 31. maddeleri
- 7242 sayılı Yasa'nın 61. ve 62. maddeleri
- TCK'nın 7. ve 58. maddeleri
- CMK'nun 251/1, 317, 321, 326/son maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Malen sorumlu vekilinin temyizi üzerine yapılan incelemede ;
Malen sorumlunun usulüne uygun katılma talebinin bulunmadığı gibi mahkemece de katılmasına karar verilmediğinden, malen sorumlu vekilinin temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK.nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanık ve müdafiinin temyizi üzerine yapılan incelemede ise,
28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde yapılan değişiklik öncesi anılan maddede öngörülen hapis cezası üst haddinin 2 yıl olduğu gözetilerek;
Anayasa Mahkemesi'nin 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Yasanın geçici 5/1-d bendinde yer alan “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarih ve 2020/81 E., 2021/4 K. sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK'nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre;
1- Suç tarihinde yürürlükte olan 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesi ile 6455, 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/5, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken karma uygulama yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi,
2- Suç tarihi itibariyle suça konu şekerin gümrüklenmiş değeri pek hafif olduğu ve 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesi gereğince 2/3 oranında indirim yapılması gerektiği gözetilmeden 1/3 oranında indirim yapılması, etkin pişmanlık halinde cezasında 1/2 indirim yapılacağının bildirilmesi yerine, 1/3 oranında indirim yapılacağının bildirilmesi.
3- Sanığın tekerrüre esas alınan adli sicil kaydının 5607 sayılı Yasaya Muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin olduğu anlaşılmış olup, hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamla ilgili öncelikle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı mahkemesinden araştırılarak, neticesine göre söz konusu ilamın tekerrüre esas alınıp alınmayacağının değerlendirilmesi gerekmesi,
4- Sanık hakkında hem adli para cezası hem de hapis cezası verildiği ve adli para cezaları bakımından TCK'nın 58. maddesine göre tekerrür hükümleri uygulanamayacağı halde tekerrür hükümleri uygulanmasına karar verilirken hiçbir ayrım yapmaksızın sanığın cezasının TCK'nın 58/6 maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık ve müdafisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddeleri gereğince sanığın cezada kazanılmış hakkının saklı tutulmasına 01/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi,