20. Hukuk Dairesi 2012/4741 E. , 2012/5961 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, ... mahallesi 487 ada 7 sayılı parselin bir bölümünün kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla, bu bölümün tapusunun iptalini, davalıların el atmalarının önlenmesini ve yapıların kal"ini istemiştir. Mahkemece fen bilirkişi raporunda 11 ve 27 (GF) numaralı yerlerin tamamı ile 8 numaralı yerin 40,50 m2, 12 numaralı yerin 18 m2, 14 numaralı yerin 95 m2 ve 28 numaralı yerin 35 m2 bölümleri yönünden davalıların el atmalarının önlenmesine ve yapıların kal"ine, bu bölümlerde davalılar adına iptali gereken bir tapu bulunmadğından 7 nolu parselin sınırı dışında olduğundan bir bölümü de 3302 sayılı Yasa ile orman rejimi dışına çıkarılan yerlerden olduklarından ve orman Yönetimi ile ilgisi kalmadığından işin esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil ile el atmanın önlenmesi ve kal"ine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1939 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra yargılama sırasında 1988 yılında yapılarak dava nedeniyle kesinleşmeyen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1957 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dosyada bulunan bilirkişi raporları ve 2/B haritasından çekişmeli taşınmazın bir bölümünün 2/B sahasında kaldığı ve 2/B çalışmasının 1988 yılında yani yargılamanın devamı sırasında yapıldığı anlaşıldığı halde, bu bölümler hakkında inceleme yapılmadan ve Hazine davaya dahil edilmeden, davanın da aynı zamanda 2/B"ye itiraza dönüşeceği gözönünde bulundurulmadan, yalnızca orman kadastro sınırı içinde kalan bölümler hakkında hüküm kurulmuştur. Oysa ki; 2/B uygulaması yargılama aşamasında yapıldığına ve henüz kesinleşmediğine göre, dava aynı zamanda 2/B uygulamasına itiraz olarak kabul edilmeli, hak sahibi Hazine davaya dahil edildikten sonra, 2/B sahasında kalan bölümlerde, 2B koşullarının oluşup oluşmadığı konusunda inceleme yapılmalıdır. Kaldı ki; yörede 1939 yılında yapılan orman kadastro çalışmasına ait harita ve tutanaklar da getirtilmeden karar verilmiş, sözü edilen belgeler dairenin geri çevirme kararı ile tamamlattırılmıştır.
6831 sayılı Yasanın değişik 2/B maddesinde bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş yerlerin orman rejimi dışına çıkartılacağı hükmünün bulunduğu, bundan doğal ve gerçek anlamda nitelik kaybının anlaşılması gerektiği, her isteyenin ormanlarda doğal olarak bulunan deliceleri aşılaması, bina ya da eklentilerini inşa etmesi, erozyona sebep olacak
biçimde araziyi teraslaması ya da orman bitkilerini kökleyip tarım yapmaya teşebbüs etmesi yasa maddesinde anlatılan bilim ve fen bakımından nitelik kaybı olmayıp, zorla ve ormanın tahribi sonucu niteliğinin kaybettirilmesi olduğu açıktır. Bu yöntem, toprak erozyonu, ormanların ortadan kalkması, doğanın ve çevrenin bozulup yokolması sonuçlarını doğurur.
Yasada tanımlanan (…bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetme…) kavramında bu tür olaylar amaçlanmamıştır. 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesinin başka türlü yorumu, ormanların bilinçli şekilde niteliğinin kaybettirilmesine, tahribine ve yokedilmesine izin verdiği sonucuna ulaştırır ki, bu durum Anayasanın 169 ve 170. maddelerine aykırı olur. Suç teşkil edecek eylemlerle ve zorlama yolu ile ormanların niteliğinin kaybettirilmesi yasalarla korunamaz.
O halde, uzman orman bilirkişisinin, yukarıda anlatılan eylemler sonucu ormanların yok edilmesinin bilim ve fen bakımından orman niteliğini kaybetme olarak kabul edilemeyeceğini gözönünde bulundurarak, dava konusu taşınmazın orman bütünlüğünü bozmama, su ve toprak rejimine ve çevresindeki ekosistemlerinin tüm öğeleriyle kendisini yenileyebilme gücüne zarar vermeme, ormancılık çalışmalarının etkenlik, verimlilik ve kararlılık düzeylerini düşürmeme, taşınmaz üzerinde insan elinin çekilmesi ve olduğu gibi bırakılması halinde yeniden orman haline dönüşüp dönüşemeyeceği gibi koşulları birlikte değerlendirip, dava konusu taşınmazın hangi doğal olaylar ve eylemler sonucu bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybettiğini ya da etmediğini inceleyerek bu olguları tartışması, taşınmazın hangi maddi ve bilimsel olgular sonucu nitelik kaybettiği sonucuna ulaştığını raporunda açıklaması, halen nitelik kaybetmeyen bölümleri de raporunda işaretlemesi gerekir. Bu nedenlerle yörede yapılan orman kadastrosu ve 2/B çalışmasına ait harita ve tutanaklar ayrı ayrı uygulanmak suretiyle, uzman tarım ve orman bilirkişilerinden yukarıda açıklanan hususlarda rapor alınmalı, taşınmazın orman kadastro sınırı içinde ve 7 parsel çapı içinde kalan bölümleri yönünden tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmeli, Hazine de davaya dahil edildikten sonra 2/B sahasında kalan yerlerde orman niteliğinin devam edip etmediği araştırılarak elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 18.04.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.