Esas No: 2011/3270
Karar No: 2011/4712
Karar Tarihi: 17.05.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/3270 Esas 2011/4712 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olmadığının tespiti ile aksine Kurum işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine.
2-Dava: Çalışma gücü ve imkânı gerek fiziken gerekse aklen müsait olmadığı halde, davacının 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı olarak tesciline dair Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının aklen ve fiziken malul olduğunun ileri sürülmesine göre davacının dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı yöntemince araştırılmadan işin esasına girilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğuna dair Dairemiz bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile Bağ-Kur sigortalısı olmadığının tespiti ile hizmetlerinin iptaline karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 26.01.1989 tarihli giriş bildirgesi üzerine seyyar satıcılık faaliyetinden vergi kaydı dikkate alınarak 09.09.1988 tarihi itibariyle 1479 sayılı Yasa"ya tabi sigortalı olarak tescil edildiği, giriş bildirgesinde davacının imzasının bulunduğu, kimlik bilgilerinin davacı ile uyumlu olduğu, ilk prim ödemesinin 31.10.1988, son prim ödemesinin ise 15.12.1993 tarihi olduğu 1992 yılında 3780 sayılı Yasadan yararlanarak 31.12.1991 tarihine kadar olan tüm prim borçlarını ödediği davalı Kurumca dava tarihine kadar sigortalı sayılıp dava tarihi itibariyle 39.696.34-TL borç çıkarıldığı ve bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık davacının yapmış olduğu ödemelerine göre primi ödenmeyen sigortalılık süresinin ne kadar olduğu ve bu durumun 5510 sayılı Yasanın geçici 17. maddesi kapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
17.04.2008 gün ve 5754 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 73.maddesi ile eklenen ve 30.4.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 Sayılı Kanunun geçici.17 maddesinde; “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, 1479 ve 2926 sayılı kanunlara göre tescilleri yapıldığı halde, bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla beş yılı aşan süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, prim borçlarının ödenmesine ilişkin Kurumca çıkarılacak genel tebliğin yayımı tarihini takip eden aybaşından itibaren 6 ay içerisinde ödememeleri halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Prim borcuna ilişkin süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek, Kurum alacakları arasında yer verilmez.
Anılan maddeler uyarınca, Bağ-Kur’la sigortalılık ilişkisi sadece kayıtlar düzeyinde kalan, prim ödemesi bulunmayıp, sigorta kollarından yararlanmayan, bu nedenle de Kurumla fiilen sigortalılık bağlantısı bulunmayanların sigortalılık sürelerinin durdurulması ve bu sürelere ilişkin sigorta primlerine Kurum alacakları içerisinde yer verilmemesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda bulunan sigortalılara borçlarından imtina, bu yolla sigortalılık sürelerini değerlendirmeme, primi ödenen sigortalılık sürelerini ise, hizmet birleştirmesinde ya da Bağ-Kur’dan yaşlılık aylığı tahsisinde kullanabilme hak ve olanağı vermektedir.
Mahkemece, açıklanan yasa hükümleri kapsamında işlem yapılması gerekirken, primleri ödenen süreleri de kapsar biçimde başlangıcı itibarıyla tüm sigortalılığın iptali usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK.’nun 438/7. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendinin tümüyle silinerek yerine; “Davacının ... Sosyal Güvenlik il Müdürlüğünde 459252818 Bağ-Kur numarası ile tescil edilen sigortalılığının 15.12.1993 tarihi itibarıyla durdurulmasına,” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu düzeltilmiş şekli ile ONANMASINA, 17.05.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.