Esas No: 2012/3447
Karar No: 2012/5937
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3447 Esas 2012/5937 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, kadastro tespitine itiraz etmişlerdir. Dava, Hisarönü köyü 334 ada 2 sayılı parselin tespiti için açılmıştır. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde, tespit tarihinden önce 1967 yılında yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra, aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2/B uygulaması gibi işlemler yapılmıştır. Mahkeme, Yargıtayın bozma kararına uyarak, davaları reddetmiştir. Kanunlar: 6831 sayılı Orman Kanunu, 4999 sayılı Kanun, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 16.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi ... ve arkadaşlarına vekaleten Avukat ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.04.2012 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ... ve arkadaşları vekili Avukat ... ile diğer taraftan Hazine vekili Avukat... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02.12.2010 günlü ve 2010/8009-15031 sayılı bozma kararında özetle: [Mahkemece davacılar ... ve arkadaşları yararına eklemeli olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunun belirlendiği gerekçesiyle davalarının kabulüne karar verilmişse de, bilirkişi raporlarına eklenen fotoğraflarına göre, taşınmazın üzerinde meyve ağacı görülmediği gibi tarım alanı olarak kullanıldığına ilişkin her hangi bir faaliyet izine rastlanmadığı, diğer taraftan çekişmeli parsel, küçük yüzölçümlü dava dışı 334 ada 1, 3, 4, 5 ve 6 sayılı parseller ile bir bütün olarak düşünüldüğünde kuzey, batı ve güneyinin sınırlaması itirazsız kesinleşmiş eylemli devlet ormanı ile çevrili olduğu, 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, 6831 sayılı Yasanın 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı, çekişmeli parselin bulunduğu yörede ilk orman kadastrosunun 1966 yılında seri usulüne göre, her hangi bir köy ya da belde sınırı esas alınmadan ve isimleri belirlenen orman bazında yapılıp 1969 yalında kesinleştiği, daha sonra 1981 ve 1991 yıllarında çalışan orman kadastro komisyonlarınca, her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosu yapılmayıp, sadece aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapıldığı, başka bir deyişle, çekişmeli taşınmazın orman niteliğini belirleyen bir çalışmanın bu güne kadar yapılmadığı, 02.12.2003 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4999 sayılı Yasanın 3. maddesi ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7. madde 1. fıkrasının “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti ile 2"nci madde uygulamaları ile ilgili olarak kadastrosu kesinleşmiş yerlerde tespit edilen fenni hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince, daha önce sınırlaması yapılmış olup da her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış
ormanların kadastrosunu yapma görev ve yetkisini verdiği, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin 10. maddesinin (a) bendinde orman kadastro komisyonlarının aynı görev ve yetkisi tekrarlandıktan sonra 26/h maddesinde “Her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanlar,” ın devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı öngörüldüğü, o halde, uygulanan eski tarihli memleket haritası amenajman planı ve hava fotoğraflarında orman olarak nitelenen, üç yönden devlet ormanı ile sınır olup, bu devlet ormanını devamı niteliğinde olan, üzerinde tarım yapıldığına dair iz ya da işaret bulunmayan çekişmeli parselin, 1967 yılında seri bazında yapılan orman kadastrosu sınırları dışında bırakılsa da orman sayılan yerlerden olduğu, özel mülkiyette konu teşkil edecek biçimde tapuya kayıt edilemeyeceği, 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7 ve devamı maddeleri ile Orman Kadastro Yönetmeliğinin 10/a ve 26/a ve 26/h maddeleri gereğince orman olarak sınırlandırma olanağı bulunduğu gözetilerek, davaların reddine karar verilmesi] gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda bu kez davaların REDDİNE, çekişmeli Hisarönü köyü 334 ada 2 sayılı parselin tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ...Ş. vekili Avukat ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı yasalar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
Mahkemenin Gayrimenkul Değerler A.Ş."nin davasının reddine, diğer davacı gerçek kişilerin davasının ise, kabulüne ilişkin 18.01.2010 gün ve 2009/233-44 sayılı kararının adı geçen şirket vekili Avukat ..."a 05.03.2010 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, temyiz edilmediği için sözü edilen kararın davacı şirket aleyhine kesinleştiğine, yerel mahkemenin temyize konu kararı ile ilk karara göre temyiz eden Gayrimenkul Değerler Anonim Şirketi aleyhine yeni hükümler içermediğine, temyiz dilekçesinde davacı olarak gösterilen ... ve arkadaşlarının ise, davada taraf sıfatları bulunmadığına göre, temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran şirkete iadesine, Yargıtaydaki karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesine göre takdir edilen 900,00.-TL. avukatlık ücretinin davalı şirketten alınarak davalı Hazineye verilmesine 17/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.