Esas No: 2012/3053
Karar No: 2012/5930
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3053 Esas 2012/5930 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 06.06.2011günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi ... ve arkadaşları vekili Avukat ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.04.2012 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden ... ve arkadaşları vekili Avukat ..., Hazine vekili Avukat ..., Orman Yönetimi vekili Avukat ... ile diğer taraftan S.S. ... Yapı Kooperatifi vekili avukat ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
KARAR
Kadastro sırasında ... köyü 183 ada 15 parsel sayılı 2126,19 m2 yüzölçmündeki taşınmaz, ham toprak niteliğiyle Hazine adına tespit edilmiştir. ... köy 170 ada 1 parsel sayılı 10906,33 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, 4 adet tek katlı kargir bina ve 3 adet depo ve tarla niteliğiyle Haziran 1988 tarih 3 sıra numaralı tapu kaydı ile ... Bankası A.Ş; 183 ada 4 parsel sayılı 8404,19 m2 yüzölçmündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle Ekim 1992 tarihli 3 sıra numaralı tapu kaydı ile S.S. Ohri Yapı kooperatifine ait olduğu, 186 ada 4 parsel sayılı 14644,52 m2 yüzölçmündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle Ekim 1992 tarih 2 sıra numaralı tapu kaydı ile, 186 ada 36 parsel sayılı 148,65 m2 yüzölçmündeki taşınmaz ise, tarla niteliğiyle Ekim 1992 tarih 2 sıra numaralı tapu kaydı ile Ohri Yapı Kooperatifine, 224 ada 3 parsel sayılı 1290,27 m2 yüzölçmündeki taşınmaz, tek katlı kargir ev ve tarlası niteliğiyle Kasım 1977 tarih 8 sıra numaralı tapu kaydı ile ... aitken, 2002 yılında ölümüyle mirasçılar ... ve arkadaşlarına kaldığı, üzerindeki evin 1988 yılında yapıldığı, ikinci kat için ruhsat alınmadığından beyanlarda gösterilmediği, ancak parsellerin Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1995/736 esasına kayıtlı dava dosyasında dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir.
Marmaris 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin (1984/42) 1995/736 esasına kayıtlı dava dosyasında; ... ve arkadaşları tarafından açılan tapu iptal davası, kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Davacı Sınırlı Sorumlu ... Konut Yapı Kooperatifi 28.01.2009 tarihli dilekçesiyle, Hazine aleyhine, 183 ada 4 sayılı parselin, Ekim 1992 tarih 3; 186 ada 4 sayılı parselin ise Ekim 1992 tarih 2 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, kooperatif adına tescili iddiasıyla dava açmıştır.
Davacı ... Yönetimi, ... köyü 170 ada 1 sayılı parselin, asliye hukuk mahkemesinin 1998/736 esasında yapılan yargılamada orman sınırları içinde olduğunun belirlendiği, bu parselin tespitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece; Orman Yönetimin davasın reddine, ... ve arkadaşlarının ve aynı tapu kaydına tutunan arkadaşların davalarının reddine, davacı S.S. Ohri Yapı Kooperatifinin 15 parsele yönelik davasının (C1) ve (C2) ile gösterilen kısımlar yönünden kabulüne, diğer bölümler yönünden reddine, ... köyü 170 ada 1 sayılı parselin tespit gibi... Bankası A. Ş. Adına tapuya tesciline, ... köyü 186 ada 4 ve 36, 183 ada 4 parsel sayılı taşınmazların binalar ve bahçesi olarak tespit davalısı Ohri Yapı Kooperatifi adına tespit ve tapuya tesciline, ... köyü 183 ada 15 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde (C1) ve (C2) ile gösterilen 607,02 m2 bölümün aynı ada ve parsel sayısı ile bina ve bahçesi olarak davalı ve davacı S.S. Ohri Yapı Kooperatifi adına tapuya tesciline, 183 ada 15 sayılı parselin fen bilirkişi ek rapor ve krokisinde (B1) ve (A1) ile gösterilen toplam 1519,36 m2 bölümünün en son parsel sayısı ile ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline, 224 ada 3 parselin 2. derece, 170 ada 1 parselin ve 183 ada 4 ve 15 sayılı parsellerin ve 183 ada 4 ve 15 sayılı parsellerin 1. derece doğal sit alanında kaldığının beyanlar hanesine yazılmasına, 224 ada 3 sayılı parselin tespit tutanağındaki vasıfla 8 pay kabul edilerek ... ve arkadaşları adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine, Orman Yönetimi, ... ve arkadaşları vekili Avukat ..., ... ve arkadaşları vekili Avukat ... Gündüz Yapı Kredi Bankası A. Ortaklığı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması ve 1988 ila 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 2896 ve 3302 sayılı yasalar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
Bir kısım davacılar vekili Avukat ... tarafından dosyaya eklenmek üzere sunulan belgeler arasında yer alan, Marmaris Sulh Hukuk Mahkemesinin 20.10.2010 gün ve 2010/1028-926 sayılı veraset ilamından, davacılardan ..."nin, 14.10.2010 tarihinde öldüğü, mirasçı olarak geride eşi 1941 doğumlu ... ile çocukları ... ... ve ..."ın kaldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, ... adı geçen mirasçıları davadan ve duruşma gününden haberdar edilmeden tahkikat sona erdirilerek karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.11.2011 gün ve 2011/11-554 -2011/684 sayılı kararında da değinildiği gibi, Necip ... öldüğü tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK’nun 73. maddesinde Kanunun gösterdiği istisnalar dışında hakimin tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremeyeceğini öngörmüştür. Buna göre mahkemece, davacı ..."nin ölümüyle mirasçıları davadan ve duruşma gününde haberdar edilip, kanunî şekillere uygun olarak davet edilmedikçe hüküm verilmesi mümkün değildir. Aksi halde, iddia ve savunma hakkı kısıtlanmış sayılır,
Öte yandan, H.M.K. 114/1-d hükmü uyarınca, yargılama süresince tarafların, dava ehliyetine sahip bulunmaları dava şartıdır. Ölümle, taraf ve dava ehliyeti sonar ermektedir. 1086 sayılı Hukuk Yargılama Usul Yasasının 41. maddesi ve 6100 sayılı HMK"nın 55. maddesi gereğince, taraflardan birinin ölümü halinde, diğer tarafın istemiyle hakim davanın takibi için bir kayyım tayin edebilir. Taraf teşkili dava şartı olup, davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gereken bir olgudur ve temyiz edenin sıfatına bakılmaksızın mahkemece re sen gözetilmesi gereklidir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 27. maddesinde yer bulan “Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen “Adil yargılanma hakkı” nın en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
Bu hak çerçevesinde, tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur. Kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir. Hukukî dinlenilme hakkı, sadece belli bir yargılama için ya da yargılamanın belli bir aşaması için geçerli olan bir ilke olmayıp, tüm yargılamalar için ve yargılamanın her aşamasında uyulması gereken bir ilkedir. Bu çerçevede gerek çekişmeli ve çekişmesiz yargı işlerinde gerekse bu yargılamalarla bağlantılı geçici hukukî korumalarda, icra takiplerinde, tahkim yargılamasında, hatta hukukî uyuşmazlıklarla ilgili yargılama dışında ortaya çıkan çözüm yollarında, her bir yargılama, çözüm yolu ve uyuşmazlığın niteliğiyle bağlantılı şekilde hukukî dinlenilme hakkına uygun davranılmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilerek, davacılardan ... ... öldüğünün, adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, dava hakkında bilgilendirilmeleri ve davacı sıfatıyla davayı takip edebilmelerine olanak tanınması, bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması gerekirken, bu hususa riayet edilmeksizin yargılamaya devam edilip, tahkikat sona erdirilerek, esas hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ... ve arkadaşları vekili avukat ... ... Kredi Bankası A. Ortaklığı vekili, ... ve arkadaşları vekili, Orman Yönetimi, ve Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harçlarının yatıranlara iadesine, bozma nedenine göre Yargıtayda yapılan duruşma nedeniyle taraflar yararına ve aleyhine avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına 17.04.2012 günü oybirliği ile karar verildi.