Esas No: 2010/2991
Karar No: 2011/4701
Karar Tarihi: 17.05.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2991 Esas 2011/4701 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı işveren nezdinde 1.6.1997-16.7.2000 tarihleri arası çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Davalı ... Tur. Otobüs İşlt. Pet. Ür. Tic Ltd Şti’nin tasfiye edilerek tüzel kişiliğinin sona erdiği anlaşıldığından, anılan davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine,
2-Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu vekilinin temyizine gelince:
Dava, davacının davalı işverene ait işyerinde 01.06.1997-16.07.2000 tarihleri arasında hizmet akdi ile kesintisiz çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece yazılı şekilde, davacının davalı işyerinde 01.04.1998-31.07.1998 ile 01.12.1998-16.07.2000 tarihleri arasında geçen çalışmalarının kesintisiz olduğunun ve 284 gün çalışmanın noksan bildirildiğinin tespitine karar verilmiş ve bu karar süresinde davalı Kurum vekilince temyiz edilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 79/10 ve 5510 sayılı Yasanın 86/9 maddeleridir. Anılan yasal düzenlemeye göre, bu tür hizmet tespiti davalarında Kurumla birlikte işvereninde hasım gösterilmesi zorunludur. Yargıtay’ın yerleşik uygulaması da bu doğrultudadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davalı işveren şirketin yargılama sürmekte iken 04.08.2004 tarihinde tasfiyeye girdiği, 20.02.2006 tarihinde tasfiyesinin tamamlanarak Ticaret Sicilinden kaydının silinmesine karar verildiği, bu konudaki kararın 01.03.2006 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edildiği anlaşılmaktadır.
Limited şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erer. Tüzel kişiliğin sona ermesi için tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması gerekir. Şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden silinse bile, limitet şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğinin kabulü olanaksızdır.
Bir tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi, aynı zamanda Borçlar Hukukuna ilişkin bir hukuki işlem olup, bu karar ve işlemin hataya dayanması karşısında gerçek anlamda bir tasfiye işleminden söz edilemez. Hataya veya kasta dayalı, şeklen gerçekleşmiş bir tasfiyenin kaldırılmasının gerek o işlemi gerçekleştirenlerce, gerekse bundan zarar görenlerce istenebilmesi Borçlar Hukukunun temel kurallarından biridir. Buna yönelik düzenlemeye TTK hükümlerinde yer verilmemişse de, TTK ’nun 1. maddesi yollaması ile Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde, hataya dayalı bir hukuki işlemin düzeltilmesine olanak tanınması kaçınılmazdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27.01.1999 gün ve 1999/10-1-1, 06.07.2007 gün ve 2007/10-358E, 2007/337K sayılı Karaları).
Bu durumda, tüzel kişiliğin yeniden ihyasına gidilerek yargılamanın limitet şirket tüzel kişiliğine karşı devamının sağlanması gerekmektedir.
TTK ‘nun 224 ve 445. maddelerinde tasfiye memurunun görev ve yetkileri, tasfiyenin nasıl yapılacağı, alacaklıların haklarının nasıl korunacakları açıklanmıştır.
Ayrıca, tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı bulunan kişilerin yapılan ilanlara rağmen alacaklarını yazdırmamalarının alacağın düşmesini gerektirmeyeceği hukuksal gerçeği de dikkate alınmalıdır.
Tüzel kişiliği sona eren şirketin ihyası için tasfiye memuru ile Ticaret Siciline husumet yöneltilerek görevli Asliye Ticaret Mahkemesinde ayrı bir dava açılması için davacı tarafa HUMK.’nun 39 ve 40. maddeleri hükümleri uyarınca uygun bir önel verilmelidir. Dava açıldığı, takdirde ve alınacak sonuca göre eldeki davaya devam edebilme olanağı bulunduğu belirlendiğinde, tüzel kişiliğe tebligat yapılarak, usulüne uygun şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasına girilerek davanın sonuçlandırılması gerekir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının ilerde incelenmesine, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Tur.Otobüs Tic.Ltd.Şti."ne iadesine, 17.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.