Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/142 Esas 2012/5927 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/142
Karar No: 2012/5927

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/142 Esas 2012/5927 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2012/142 E.  ,  2012/5927 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi, 29.08.2006 tarihli dilekçe ile açtığı davada; 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan çalışmalarda, Hocahasan köyünde 137 ada 1 sayılı parselin orman niteliği ile sınırlandırılıp, Hazine adına tespit tutanağı düzenlenerek, 02.08.2006 tarihinde 30 günlük kısmî ilana çıkartıldığını, bu orman parseline bitişik taşınmaz içinde bulunan alanın da orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman alanı dışında bırakıldığını ileri sürerek bu alanın orman sınırları içine alınarak orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescilini istemiş, davaya konu olan yerler hakkında 137 ada 11, 12, 13, 14 ve 16 parsel numaraları ile 7200,78 m2, 1961,85 m2, 6827,37 m2, 3245,83 m2 ve 5969,05 m2 yüzölçümünde ve tarla niteliği ile gerçek kişiler adlarına düzenlenen kadastro tespit tutanağı kadastro mahkemesinde orman kadastrosuna itiraz davasına konu olduğu nedeniyle mahkemeye gönderilmiş, mahkemece davanın kısmen kabulü ile davaya konusu 137 ada 1 nolu parsele ilişkin davada davacının hukuki menfaati bulunmadığından bu parsele ilişkin davanın REDDİNE, tespit gibi tesciline,
    137 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ... oğlu ... oğlu adına TAPUYA TESCİLİNE,
    137 ada 11 parsel sayılı taşınmazın 1/3 hissesi ... oğlu..., 1/3 hissesi ... , 1/3 hissesi ... oğlu ... adına TAPUYA TESCİLİNE,
    137 ada 13 parsel sayılı taşınmazın kırmızı renkle gösterilen kısmı ... oğlu ... adına TAPUYA TESCİLİNE,
    Dava konusu 137 ada 14 ve 16 sayılı parsellerin tamamı ile 13 sayılı parselin fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide yeşil renkle gösterilen 1871,31 m2"lik kısmının Orman vasfı ile Hazine adına TAPUYA TESCİLİNE karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre orman sınırlandırması yapılmış, çekişmeli parseller orman alanı dışında bırakılmıştır.
    Davacı ... Yönetimi tarafından, 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılan orman kadastrosunun kısmî ilan süresi içinde açılan dava nedeniyle, dava konusu 137 ada 11, 12, 13, 14 ve 16 sayılı parsellerin zilyetleri belirlenmiş, ancak 3402 sayılı Yasanın 30/2. maddesi gereğince malik haneleri açık bırakılarak kadastro tutanakları düzenlenmiştir. Dava, başlangıçta taşınmazların bulunduğu köy tüzel kişiliği aleyhine açılmış ise de, düzenlenen kadastro tutanakları ile taşınmazların zilyetleri belirlendiği halde, mahkemece bu kişilere husumet yöneltilerek taraf teşkili sağlanmamıştır.
    tespit tutanağı düzenlendikten sonra açılacak davalarda husumetin, tespit malikine yada kadastro komisyonunca malik sonradan değiştirilmişse onlara yöneltilerek açılması gerektiği usul hukukunun temel ilkesidir. Asıl sorun, orman niteliğindeki parsellerin kısmî ilana çıkartıldığı tarihte henüz kadastro
    tespit tutanağı düzenlenmediği için maliki, zilyedi, yüzölçümü ve geometrik durumu belli olmayan ancak orman sayılmayarak hakkında "Olumsuz kadastro harita ve tutanağı düzenlenmiş" sayılan taşınmazlar hakkında Orman Genel Müdürlüğü ya da Çevre ve Orman Bakanlığının (Orman ve Su İşleri Bakanlığının) kadastro mahkemesinde orman savı ile açacağı davada husumeti kime ya da kimlere yöneltileceğidir.
    Dava açıldığı sırada bu davanın sonucu kim yada kimleri etkileyeceği baştan belli ise, açılacak davada pasif husumet ehliyeti onlara ait olacağı Usul Hukukunun temel kuralıdır. Dava açıldığı sırada orman sınırları dışında bırakılan taşınmaz hakkında tespit tutanağı düzenlenmediğinden, taşınmazın gerçek hak sahibi belli değildir. Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile Orman Genel Müdürlüğü taşınmazla hak sahibinin kimler olduğu konusunda otuz günlük askı ilan süresi içinde idari bir araştırma yapıp, bu araştırma sonucuna göre belirlenecek gerçek yada tüzel kişilere husumet yöneltilerek askı ilan süresi bitmeden dava açılmalıdır denebilirse de, bu kısa süre içinde, dava edilecek taşınmazda hak sahibi olanlar her zaman tespit edilemeyeceği gibi, yapılacak araştırma sonucu tespit edilecek hak sahipleri her zaman gerçeği de yansıtmayabilir. O halde, kısmî ilana çıkartılan orman parsellerinin dışında kalan taşınmazlar yönünden Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ya da Orman Genel Müdürlüğü tarafından orman savı ile otuz günlük askı ilan süresi içinde kadastro mahkemelerinde açılacak orman kadastrosuna itiraz davalarında, yapılan kadastro işleminin özelliği ve açılacak davanın niteliği gereği, husumetin Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği ya da taşınmazda hak sahibi olduğu varsayılan gerçek veya tüzel kişilere karşı açılabileceğini kabul etmek gerekir. Yargılamanın devamı sırasında yapılan keşifte davaya konu taşınmazda hak sahibi olanların belirlenmesi ya da malik hanesi açık bırakılarak düzenlenecek tespit tutanaklarının mahkemeye gönderilmesi halinde dava dosyası ile birleştirilip 3402 sayılı Yasanın 27, 28 ve 29. maddeleri hükümlerine göre işlem yapıldıktan sonra tespit tutanaklarında isimleri geçen, ya da keşif sırasında belirlenecek olan hak sahibi gerçek ve tüzel kişiler davaya katılıp kendilerine duruşma günü tebliğ edilerek husumet yaygınlaştırılıp davada taraf oluşturulduktan sonra taraf delilleri ve 3402 sayılı Yasanın 30. maddesi gereğince mahkemece lüzum görülen diğer deliller de toplanarak dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tescil edilmesi, dava dilekçesinde gösterilen gerçek ya da tüzel kişinin hak sahibi olmaması halinde davanın husumet yönünden ret edilmemesi gerekir.
    Yörede 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4/3. maddesi uyarınca yapılan orman kadastrosunda 6831 ve 3402 sayılı Yasa hükümleri iç içe ve birlikte uygulandığından orman sınırları dışında bırakılan taşınmazlar hakkında 3402 sayılı Yasanın 26/4. maddesi gereğince henüz olumlu tespit tutanağı ve haritası düzenlenmemiş olmakla birlikte orman olmadığı konusunda "Olumsuz tutanak ve harita düzenlendiği" kabul edilip, 6831 sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince kadastro mahkemesinin görevi (yetkisi) başlayacağı Çevre ve Orman Bakanlığının (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ya da Orman Genel Müdürlüğünün otuz günlük kısmî ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açabileceği, açılacak bu davada yapılan kadastro işlemin özelliği ve açılacak davanın niteliği nedeniyle bu davada husumet Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği ya da davaya konu taşınmaza zilyet olanlara yöneltilebileceği, 3402 sayılı Yasanın 27, 28 ve 29. maddeleri gereğince yargılamaya devamla, tespit tutanağında yazılı hak sahiplerini de davaya katıp, husumet yaygınlaştırılarak taraf oluşturulduktan sonra 3402 sayılı Yasanın 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir.
    Belirtilen nedenlerle, taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilmesi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 17/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.



    Hemen Ara