Esas No: 2022/4554
Karar No: 2022/15501
Karar Tarihi: 02.11.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/4554 Esas 2022/15501 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2022/4554 E. , 2022/15501 K.Özet:
Mahkeme, sanık hakkında açılan marka haklarına tecavüz davasında yerel mahkemenin sanığı taklit markalı ürünleri satışa arz etmekten suçlu bulması sonucu verilen hükümün kanunda öngörülen suç tarifine uymadığına karar vererek hükmün bozulmasına karar verdi. Kararda, marka haklarına tecavüz suçunun yasal düzenlemesi ve ceza süresi hakkında bilgi verilerek, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A-1. maddesi ile kullanılan terimlerin, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun 30. maddesinde genişletildiği belirtildi. Bununla birlikte, sanığın eylemi suç tarihinde yürürlükte olan kanun hükmünde kararnamenin suç tarifine uymadığı için kanuni şartları oluşmadığına karar verildiğine ve sanığın beraat etmesi gerektiğine karar verildi. Kararda, suçta ve cezada kanunilik ilkesi, idarenin düzenleyici işlemleri ile suç ve ceza konulamayacağına ve kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamayacağına dikkat çekildi. Kararda yer alan kanun maddeleri; 556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A-1. maddesi, 5833 sayılı Kanun'un 3. maddesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 2. maddesi, 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanunu'nun marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümler başlıklı 30. maddesi olarak belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 556 sayılı KHK.'ya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 5833 sayılı Kanun'un 3. maddesi ile değişik 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 61/A-1. maddesinde, “Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal veya hizmet üreten, satışa arz eden veya satan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklindeki düzenleme mevcut iken; hükümden sonra 10/01/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanununun marka hakkına tecavüze ilişkin cezai hükümler başlıklı 30. maddesinin birinci fıkrasında “Başkasına ait marka hakkına iktibas veya iltibas suretiyle tecavüz ederek mal üreten veya hizmet sunan, satışa arz eden veya satan, ithal ya da ihraç eden, ticari amaçla satın alan, bulunduran, nakleden veya depolayan kişi bir yıldan üç yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Buna göre 556 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1. maddesinde yalnızca mal veya hizmet üretmek, satışa arz etmek veya satmak seçimlik hareketleri yaptırım altına alınmışken; 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun 30. maddesinde mal üretmek veya hizmet sunmak, satışa arz etmek veya satmak, ithal ya da ihraç etmek, ticari amaçla satın almak, bulundurmak, nakletmek veya depolamak eylemleri seçimlik hareketlere eklenerek marka suçlarının kapsamı genişletilmiştir.
Bununla birlikte 556 sayılı KHK’nın 61/A-1. maddesinde düzenlenen ceza süresi yönünden, 6769 sayılı Sınaî Mülkiyet Kanununda sanıklar lehine değişiklik yapılmamış ve dolayısıyla 5237 sayılı TCK’nin 7/2. maddesinin uygulanma olanağı olmamış ve bu nedenle marka hakkına tecavüz suçları yönünden suç tarihinde hangi yasal düzenleme yürürlükte ise sanıklar hakkında o yasal düzenlemenin uygulanacağı anlaşılmıştır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; 31.05.2015 günü yurt dışına çıkış yapmak üzere Kapıkule Tır Gümrük sahasına gelen, sürücülüğünü hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilen ... isimli kişinin yaptığı araçta katılan firmalar adına tescilli markaları taşıyan taklit ürünlerin tespit edildiği, bu ürünlerin ihracatının sanığın yetkilisi olduğu ... Dış Tic. A.Ş tarafından yapılacağının yürütülen soruşturma sonucu tespit edilmesi üzerine, katılan firmaların sanık hakkında şikayetçi oldukları ve sanık hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması neticesinde yerel Mahkemece sanığın taklit markalı ürünleri satışa arz ettiği şeklindeki gerekçe ile sanık hakkında mahkumiyet kararı verilmişse de;
Sanığın bu eyleminin suç tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1 maddesinde yer alan seçimlik hareketlerin kapsamına girmediği anlaşılmış olup; 5237 sayılı TCK’nin 2. maddesinde “Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.
(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.
(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.” şeklinde düzenlenen suçta ve cezada kanunilik ilkesi gereğince sanığa atılı eylemin kanunda öngörülen suç tarifine uymadığı gözetilmeksizin, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 02.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.