Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/198 Esas 2015/420 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/198
Karar No: 2015/420
Karar Tarihi: 27.04.2015

Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/198 Esas 2015/420 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, sahte bir cep telefonu hattı abonelik sözleşmesi düzenlemek suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, iddiaların ve kabul edilen suçun kanıtlanması konusunda eksiklikler bulunmaktadır. Bu nedenle, HTS raporlarına bakarak hattı kullanan kişinin dinlenmesi, sözleşmenin nasıl düzenlendiğinin soruşturulması, imza ve yazıların bilirkişi yoluyla incelenmesi ve nüfus cüzdanının sahte olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. Ayrıca, Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesi gereği sanığa önödeme önerisi sunulması zorunludur.
Kararın açıklamasında, CMK'nun 231/5. maddesi gereği açıklanmayan hükümler, sanık hakkında hukuki sonuç doğurmayacaktır. Hükümlerin uygulanmasında, sanığın tutumu, önceki suç kaydı ve olası tekrar etmeme ihtimali gibi faktörler dikkate alınacaktır. Ancak, hüküm açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin karar yasalara uygun verilmemiştir. Kanun maddeleri şöyledir:
- 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrası
- 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesi
- CMK'nun 231/5. maddesi
- 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK\"nun 321. maddesi
21. Ceza Dairesi         2015/198 E.  ,  2015/420 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Özel belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1- Katılan adına sahte cep telefonu hattı abonelik sözleşmesi düzenlediği iddia ve kabul olunan sanık ..."in, suçlamayı kabul etmemesi, sanığın yazı ve imza incelemesinin yapılmamış olması, sözleşme ekinde ibraz edildiği iddia olunan nüfus cüzdanı fotokopisinin dosyada bulunmaması, hattı fiilen kullanan kişinin dinlenilmemiş olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi bakımından, suça konu hatta ilişkin HTS raporları getirtilip, tespit edilebilmesi halinde hattı fiilen kullanan kişi dinlenilerek sözleşmenin ne şekilde düzenlendiği soruşturulup, 21.02.2008 tarihli 0545 536 28 39 numaralı hatta ait abonelik sözleşmesindeki imza ve yazıların sanığa ait olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemelesi yaptırılması, sanığın sorumluluğunun boyutunu belirleyebilmek açısından sözleşme ekinde nüfus cüzdanı ibraz edilip edilmediğinin tespitiyle, edilmiş ise nüfus cüzdanının sahte olup olmadığının araştırılmasından sonra, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini yerine eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Suçun sübutu halinde; hükümden sonra 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanunun 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan 56. maddesinin 4. fıkrasındaki "Kişinin bilgisi ve rızası dışında işletmeci veya adına iş yapan temsilcisi tarafından abonelik tesisi, işlemi veya elektronik kimlik bilgisini haiz cihazların kayıt işlemi yapılamaz ve yaptırılamaz, bu amaçla gerçeğe aykırı evrak düzenlenemez, evrakta değişiklik yapılamaz ve bunlar kullanılamaz" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükmü karşısında; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki düzenleme de gözetilerek, sanığa önödeme önerisinde bulunulması suretiyle hüküm kurulmasında zorunluluk bulunması,


    3- Kabul ve uygulamaya görede;
    Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 5271 sayılı CMK"nun 231/5. maddesindeki "Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder." hükmü karşısında, dosya arasında bulunan adli sicil kaydındaki ilamın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olup CMK"nun 231. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmediği nazara alınarak, sanık hakkında, takdiri indirim nedeni ve ertelemeye ilişkin hükümler uygulanırken sanığın yargılama sırasındaki tutumu, daha önce hürriyeti bağlayıcı ceza ile mahkum edilmemiş olması dikkate alınarak bir daha suç işlemeyeceği yönünde olumlu kanaate varıldığının belirtilmesi karşısında, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hususunun erteleme hükümlerine göre daha önce değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden "daha önce kasıtlı suçtan mahkumiyetinin bulunması" şeklindeki yasal olmayan gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 27.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara