Esas No: 2012/3147
Karar No: 2012/5885
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3147 Esas 2012/5885 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar Hazine ve Orman Yönetimi ile davalılar ..., ... ve ... ile ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi dava dilekçesi ile; ... köyünde 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmalarında orman alanlarının kısmî ilana çıkartıldığını, ... köyü sınırları içinde bulunan, dilekçeye ekli paftada 53 nolu kırmızı ile işaretli alanın orman sayılan yerlerden olduğu halde orman sınırları dışında bırakıldığını belirterek, bu alanın orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir. Dava konusu taşınmaz, kadastro müdürlüğünce tespit edilerek tutanağı mahkemeye gönderilmiş; daha sonra davacı Hazine tarafından, 167 ada 9,4,6,5 ve 10 nolu parsellerin kadastro tespitlerinin kesinleşmediği, parsellerin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu ve tespit malikleri yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının oluşmadığı iddia edilerek, Hazine adına tescili talebiyle parseller hakkında ayrı ayrı dava açılmıştır. Dosyalar birleştirildikten sonra yapılan yargılama sonunda mahkemece; çekişmeli 167 ada 1, 2, 3, 5 ve 10 nolu parsellerin tamamının, 167 ada 4 Nolu parselin (4A) ile gösterilen bölümünün, 167 ada 6 nolu parselin (6A) ile gösterilen bölümünün, 167 ada 9 nolu parselin (9A) ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle Hazine adına, 167 ada 4 nolu parselin (4B) ile gösterilen bölümünün davalı ... adına, 167 ada 6 nolu parselin (6B) ile gösterilen bölümünün davalı ... adına, 167 ada 9 nolu parselin (9B) ile gösterilen bölümünün davalı ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından taşınmazların dava konusu edilmeyen (4B), (6B), (9B) bölümlerine yönelik olarak, davacı Hazine tarafından 167 ada 4,5,6,9,10 nolu parsellere yönelik olarak, davalı ... tarafından 167 ada 6 nolu parselin (6A) ile gösterilen bölümüne yönelik olarak, davalı ... tarafından 167 ada 2 nolu parsele yönelik olarak, davalı ... tarafından 167 ada 10 nolu parsele yönelik olarak, davalı ... tarafından 167 ada 5 nolu parsele yönelik olarak, davalı ... tarafından 167 ada 3 nolu parsele ve 167 ada 9 nolu parselin (9A) ile gösterilen bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır.
1) Kişilerin ve Hazinenin 167 ada 2, 3, 5 ve 10 nolu parsellerin tamamı ile 4, 6 ve 9 nolu parsellerin (A) bölümlerine yönelik temyiz itirazları yönünden; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davacı ... Yönetiminin ve davalı Hazinenin 167 ada 4,6 ve 9 nolu parsellerin (B) bölümlerine yönelik temyiz itirazlarına gelince; bu taşınmazların memleket haritası ve kadastro paftasındaki konumlarına göre, 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde açıklanan orman içi açıklık niteliğinde olduğu, gerek 26.05.1958 tarihli Orman Tahdit ve Tescil Talimatnamesinde gerekse 25.06.1970 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 31.05.1970 gün ve 531 sıra no"lu Orman Tahdit ve Tescil Yönetmeliğinin 33/3 ve 19.08.1974 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 25.07.1974 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 40/A ve 30.05.1984 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 30/1 ve 02.09.1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/1 ve 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/a maddesinde "... 6831 sayılı Yasanın 17. maddesinde yer alan orman içinde bulunan doğal olarak ağaç ve ağaççık içermeyen, genel olarak otsu bitki veya bazı durumlarda yer yer odunsu bitkiler içeren açıklıkların orman olarak sınırlandırılacağı" öngörülmüştür.
6831 sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 sayılı Yasa, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (17/06/2004 gün ve 5192 sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazların memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar, özel mülke dönüşüp tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 ve gün 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün 1997/20 - 808/1039, 08.02.1999 gün 1999/7 - 22 - 43,
13.10.1999 gün 1999/8-689-822, 03.04.2002 gün 2002/8-230-261 ve 22.10.2003 gün 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek Orman Yönetiminin ve Hazinenin bu bölümler yönünden davasının tamamen kabulüne karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmaz bölümlerinin özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde kısmen kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ; 1) Birinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı kişilerin ve Hazinenin 167 ada 2, 3, 5 ve 10 sayılı parsellerin tamamı ile 4, 6 ve 9 sayılı parsellerin (A) bölümlerine yönelik, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince temyiz eden davalılardan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdıkları peşin temyiz harcının istek halinde iadesine,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davacı ... Yönetimi ve davalı Hazinenin 167 ada 4, 6 ve 9 sayılı parsellerin (B) bölümlerine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 16/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.