Esas No: 2009/12943
Karar No: 2010/3651
Karar Tarihi: 31.03.2010
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12943 Esas 2010/3651 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı paydaşlığın giderilmesi davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, bir adet taşınmazın paydaşlığının satış yoluyla giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde ... parsel sayılı taşınmazda tarafların müşterek malik olduğunu, bölüşülmesi mümkün olmadığından satış yoluyla paydaşlığın giderilmesine karar verilmesini istemiş, davalılar, davacı aleyhine önalım nedeniyle payın iptali ve adlarına tescili için dava açtıklarını, dava sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Türk Medeni Kanunu’nun “Paylı mülkiyetin sona ermesi”başlıklı 698. maddesi hükmü gereğince, hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her birinin malın paylaşılmasını isteyebileceği, paylaşmayı isteme hakkının, hukukî bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabileceği, taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmelerin, resmî şekle bağlı olduğu,tapu kütüğüne şerh verilebileceği,uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamayacağı, “Paylaşma biçimi “ başlıklı 699. maddesinde de paylaşmanın, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirileceği, paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi hâlinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verileceği, bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir
değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa karar verileceği hükme bağlanmıştır. Taraflar arasında görülen dava konusu taşınmazla ilgili ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/431 Esas - 2007/197 Karar sayılı önalım davası taşınmazın paydaşları arasında fiilen taksim edildiği gerekçesiyle reddedilmiştir. Ancak önalım davalarında ileri sürülen ve önalım hakkının kullanılmasını önleyen fiili taksimin yasal dayanağı Medeni Kanununun 2. maddesidir. O davalarda anılan madde hükmünce herkes haklarını kullanmakta ve borçlarını ifada iyiniyet kurallarına uymakla yükümlüdür. Önalım davalarında paydaşlar arasında oluştuğu iddia olunan fiili taksimin Medeni Kanun ve İmar Mevzuatına uygun olması aranmaz. Yukarıda açıklaması yapılan paylı mülkiyetin sona ermesini düzenleyen yasa maddeleri karşısında önalım davasının Medeni Kanununun 2. maddesine dayanılarak fiili taksim nedeniyle reddedilmesi paydaşlığın giderilmesi davasının da reddine gerekçe yapılamaz. Mahkemece yüzölçümü, pay ve paydaş sayısı, imar yasası ve mevzuatı ve keşif sonucu alınan bilirkişi kurulu raporu ile taksiminin mümkün olmadığı anlaşılan taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığının giderilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 31.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.