Esas No: 2012/2341
Karar No: 2012/5868
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/2341 Esas 2012/5868 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali ve orman nieliği ile tesciline ilişkin davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin değerden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... İlçesi ... beldesi Üçoluk mahallesinde 1951 yılında orman kadastro çalışmalarının yapılarak kesinleştiğini, ancak daha sonra 3402 sayılı Yasa gereğince yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarının önceki orman tahdit hatlarına uygun olarak geçirilmediğini ve aslında orman niteliğini yitirmeyen taşınmazlar ile ilgili olarak 2/B madde uygulamalarının yapıldığını, bu durumun müfettiş raporları ile saptanması üzerine orman kadastro komisyon üyelerinin görevlerini kötüye kullanarak işlem yapmaları nedeni ile ilgiler hakkında dava açıldığını belirterek, bu konuda daha önce yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarının yok hükmünde sayılması talebi ile dava açtıklarını ve Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2004 gün ve 2003/268-308 sayılı ilamı ile davanın reddi yolunda kurulan hükmün temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.01.2005 gün ve 2004/9267-340 sayılı ilamı ile "Bu nitelikteki davaların, hasımsız olarak açılamayacağı, ancak tapu maliki veya lehine şerh verilen ya da bu dava sonucunda hakkı etkilenecek kişi ya da kişilere yöneltilerek açılması gerektiği" gerekçesi ile onandığını belirterek, davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olan ve beyanlar hanesinde 2/B madde sahasında kaldığı konusunda şerh bulunan çekişmeli ... beldesi ... mahallesi 516 ada 175 parsel sayılı taşınmaz hakkında 2/B madde uygulamasının yok hükmünde oluştuğu kabul edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, "Çekişmeli taşınmazın yörede 1951 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğunu, daha sonra yapılan ve kesinleşen 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkartılmış ise de, öncesi orman olan taşınmazlar üzerindeki orman ağaçlarının kesilmesi, delicelerin aşılanması, orman bitkilerinin köklenerek tarım arazisi haline getirilmeye çalışılması veya üzerine yazlık evler yapmak sureti ile doğal olmayan yöntemler ile ormanların yok edilmesinin Yasanın öngördüğü nitelik kaybı sayılmayacağı, orman kadastro komisyonunun görevini kötüye kullandığı konularında davalar açıldığı, taşınmazın orman niteliğini yitirmediği, 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesinin amacının artan konut ihtiyacını gidermek ve bu nedenle orman vasfını yitirmiş yerlerden faydalanmak olmadığı, ayrıca 2/B madde uygulamasının usul ve Yasaya uygun olarak yapılmadığı, uzman bilirkişilerce verilen raporda taşınmazdan el çekilmesi halinde yeniden ormana dönüşebileceğinin de belirtildiği" gerekçeleri ile davanın KABULÜNE, çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman niteliğini yitirmeyen taşınmazlar hakkındaki tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile tescili istemine ilişkindir.
Akçatekir beldesinde 1951 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosunun bulunduğu, 1990 yılında 80 nolu Orman Kadastro Komisyonunun 3402 sayılı Yasa gereğince yapılacak çalışmalara esas olmak üzere aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarına başladığı ve ilan edildikten sonra kesinleştiği anlaşılmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi uyarınca; "Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz" ve 17. maddesi ile eklenen geçici 11. maddesine göre "Bu kanunun 36/A maddesi hükmü henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekalet ücreti dahil yargılama giderleri için de uygulanır" hükümleri uyarınca davalılar aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine hükmolunamayacağından, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle; hükmün 2, 3 ve 4 numaralı bentlerinin hükümden çıkartılmasına ve bunun yerine 2 numaralı bent olarak ""2- 3402 sayılı Yasaya 6099 sayılı Yasa ile eklenen 36/A maddesi ile geçici 11. maddesine göre; davacı ... Yönetiminin yaptığı tüm yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına ve aynı Yasa hükmü gereğince davacı ... Yönetimi yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına"" cümlelerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HYUY" nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalı ..."ndan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı peşin temyiz harcının istek halinde iadesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 16/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.