Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/6511 Esas 2022/15582 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/6511
Karar No: 2022/15582
Karar Tarihi: 03.11.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/6511 Esas 2022/15582 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve Ceza Dairesi tarafından incelenen bir hükümde, suçlu bulunan bir kişinin pişmanlık durumuyla ilgili hatalı bilgilendirildiği gerekçesiyle verilen hüküm BOZULMUŞ, ancak hükümlerin sonrasında yapılan bir tartışma, iki yargılamanın farklı olması nedeniyle verilen hükümlerin hukuki bir değeri olmadığını belirtmiştir.
Dosya incelendikten sonra, 5607 sayılı Yasaya aykırılık suçundan verilen bir hükmün temyiz edilmesi sonucunda, pişmanlık hükümleri nedeniyle mahkumiyet hükümünün bozulduğu belirtilmiştir. Ancak hükümlerin sonrasında yapılan bir tartışma, suçlunun pişmanlık durumuyla ilgili yanlış bilgilendirildiği ve bu nedenle hükmün bozulduğu belirtilmiştir.
Konuyla ilgili olarak, 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği belirtilmiştir. Ancak sanığa soruşturma aşamasında etkin pişmanlık konusunda ihtarat yapılmadığı, bu nedenle sanığın yanıltılması suretiyle hüküm kurulduğu belirtilmiştir.
Hükümlerin sonrasında yapılan tartışmada, hükümlü başka bir kişi tarafından temyiz edildikten sonra, sonradan yürürlüğe giren yasaların hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair görüşler öne sürülmüştür. Ancak, bu yeni yasaların uygulanması için yeniden yargılama yapılması gerektiği ve bu yargılamaların tamamen farklı usüller ve sonuçlar sağladığı belirtilmiştir.
Bu nedenle, yargılama sonunda verilen hükmün hukuki bir değeri olmadığı ve hükümlü hakkında yeniden bir yargılama
7. Ceza Dairesi         2022/6511 E.  ,  2022/15582 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Yasaya aykırılık
    HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    I-Katılan ... İdaresi vekilinin münhasıran sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği, sanığa soruşturma aşamasında etkin pişmanlık konusunda ihtarat yapılmadığı, bu cihetle kovuşturma aşamasında sanığa yapılan ödeme ihtaratında indirim oranının 1/2 olarak bildirilmesi gerekirken yazılı şekilde 1/3 olarak bildirilerek, sanığın yanıltılması suretiyle hüküm kurulması,
    Yasaya aykırı, katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    II-Sanık ...'ın hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
    Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun'da öngörülen suç tipine uyduğu,
    Cezanın kanuni bağlamda uygulandığı,
    Anlaşıldığından, sanık ...'ın temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 03/11/2022 tarihinde I nolu karar yönünden oy çokluğuyla, II nolu karar yönünden oy birliğiyle karar verildi.
    KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE

    Yerel mahkemece 04.02.2015 tarihinde sanık ...’ın yokluğunda verilen hükmün sanığın son bildirilen adresine tebliğ edildiği ve sanığın babasının kararı temyizi sonrasında mahkemece ek karar ile temyiz talebinin reddine dair verilen kararın temyiz edilmemesi nedeniyle hükmün kesinleştiği, ancak diğer sanık ...’ın hükmü temyiz etmesi nedeniyle Dairemizce hükmün bu sanık yönünden “sanığın hukuki durumunun 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3/22. maddesine ve 5/2. maddesine eklenen hususların sanık lehine hükümler içerdiğinden yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu” gerekçesi ile bozulması üzerine, hükümlü ... hakkında CMK’nun 306/1. madde ve fıkra uyarınca bozma sirayet ettirilerek hakkında tekrar yargılama yapılıp yeniden hüküm kurulmuştur.
    Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık; sanık ...’ın hükmü temyiz etmesi nedeniyle Dairemizce bu sanık yönünden “15.04.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanun’un 61. ve 62. maddesi ile 5607 sayılı Kanun’un 3/22. maddesine ve 5/2. maddesine eklenen hususların sanık lehine hükümler içerdiğinden yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu” gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiş olması karşısında, bu bozmanın hakkındaki hüküm kesinleşmiş bulunan hükümlü ...’a sirayetinin mümkün olup olmadığına ilişkindir.
    Yasa koyucu, sonradan yürürlüğe giren yasa hükümleri uyarınca yapılacak uyarlama yargılaması ve sonuçlarını özel olarak düzenlemiş bulunduğundan, 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca hâlen yürürlükte bulunan 325. maddesi hükmünün, lehe yasanın değerlendirilmesi gerekçesiyle yapılan bozmalarda uygulanması olanağı bulunmamaktadır. Temyiz edilmeden kesinleşen bir hüküm, ancak suç tarihinden sonra yürürlüğe giren yasalar yönünden uyarlama yargısının konusu olabilir ve genel yargı ile uyarlama yargısı birlikte yürütülemez. Gerçekleştirilen yasa değişiklikleri nedeniyle uyarlama yargılaması sonucunda verilen kararlara karşı başvurulabilecek yasa yolu ise, 5275 sayılı Yasanın 101/3. fıkrası uyarınca itirazdır.
    Her iki yargılamanın usülü ve sonuçlarının birbirinden tamamen farklı olması ve infazda doğabilecek sorunlar nazara alınarak, hükümlü hakkında yerel mahkemece yapılan yargılamanın uyarlama yargılaması niteliğinde kabul edilerek, hükümlü ... hakkında verilen sonraki hükme hukuki sonuç bağlanması da mümkün değildir.
    Bu itibarla, hükümlü ... hakkında verilen hüküm hukuki değerden yoksun bulunduğundan katılan vekilinin talebinin incelenmeksizin İADESİNE karar verilmesi gerekirken temyiz talebinin kabulü ile kararın bozulmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmadığından sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz. 03/11/2022




    Hemen Ara