Esas No: 2011/17252
Karar No: 2012/5811
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17252 Esas 2012/5811 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi(Müstemir Yetkili)
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 101 ada 1034 parsel sayılı 27804,92 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla vasfıyla 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığından Hazine adına tespit edilmiş ve beyanlar hanesine “6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarılmıştır. ... oğlu ... kullanımındadır” şerhi verilmiştir. Davacı Hazine birleştirilen 2004/90 esas sayılı dava dosyasıyla taşınmazın davalı ...‘ın zilyetliğinde olmadığını bildirerek zilyetlik şerhinin iptali talebiyle; davacı ... taşınmazın uzun yıllardır kendisinin ve atalarının zilyetliğinde olduğunu bildirerek ... adına yapılan tespitin iptaliyle adına tescili talebiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında Orman Yönetimi 27.06.2011 tarihli dilekçesiyle davaya müdahil olmuş ve 101 ada 1034 parselin orman içi açıklık niteliğinde olduğunu, 2/B maddesi şartlarının taşımadığını 2/B uygulamasının iptaliyle orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tescilini talep etmiştir. Mahkemece davacı Hazine ile ...‘ın davasının reddine, müdahil (katılan) Orman Yönetiminin davasının kabulüyle 101 ada 1034 parselin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, beyanlar hanesindeki “6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca orman dışına çıkarılmıştır, ... oğlu ... kullanımındadır” şerhinin terkinine karar verilmiş; hüküm davacı Hazine ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiş; davacı Hazine vekili 06.12.2011 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden vazgeçmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1949 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosu, 1976 ve 1984 yıllarında aplikasyon, 2 md ve 2/B madde 1995 yılında 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre aplikasyon ve 2/B madde uygulaması yapılmıştır.
1) Davacı – karşı davalı Hazine vekili tarafından 6.12.2011 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden vazgeçmiş olduğundan temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı – karşı davalı ...’ın temyiz itirazlarına gelince: Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 2/B madde uygulaması 1995 yılında yapılmış ve süresi içinde dava açılarak 2/B madde uygulamasına itiraz edilmediğinden kesinleşmiştir. Davacı ... Yönetiminin 6831 sayılı Yasanın 11. maddesinde belirlenen 6 aylık yasal süre geçtikten sonra yapılan 2/B madde uygulamasının iptali istemişle açtığı dava hak düşürücü süre geçtiğinden dinlenemez. Orman Yönetimi taşınmazın sadece eylemli orman olduğu iddiasıyla dava açabilir ve vasfının değiştirilmesini talep edebilir. Ancak dosyada mevcut bilirkişi raporlarından
taşınmazın eylemli orman niteliğinde olmadığı, bağ vasfında olduğu , üzerinde diri veya ölü orman örtüsünün bulunmadığı anlaşıldığından Orman Yönetiminin taşınmazın tamamına yönelik olarak orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla açtığı davanın kabulü ile taşınmazın orman Vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş olması doğru değildir.
Ancak dosyada mevcut 29.05.2010 tarihli bilirkişi raporlarından çekişmeli 101 ada 1034 parsel sayılı taşınmazın (C) ile gösterilen 5583,65 m2"lik bölümünün yörede 1949 yılında 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı ve bu kısmın 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan alanda kalmayıp halen orman tahdit sınırları içinde orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığından Orman Yönetiminin bu kısma yönelik olarak davanın kabulüyle bu kısmın orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi gerekir.
Çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen kısmına yönelik olarak ta tarafların delileri değerlendirilmeli, taşınmazın davacı ...‘ın zilyetliğinde olup olmadığı araştırılmalı, taşınmazın bu kısmının kullanılıp kullanılmadığı, kullanılmakta ise kim tarafından kullanıldığı belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
SONUÇ : 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle davacı – karşı davalı Hazinenin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 16/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.