Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16558 Esas 2012/5805 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/16558
Karar No: 2012/5805
Karar Tarihi: 16.04.2012

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/16558 Esas 2012/5805 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir taşınmazın adına tescil edilmesi istemiyle açılan davada, yapılan araştırmanın yetersiz olduğunu belirtmiştir. Bu nedenle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer ile çevresindeki köylerin orijinal arazi kadastro paftaları getirtilerek, taşınmazın bulunduğu yere ne yazılarak tespit dışı bırakıldığı araştırılmalıdır. Ayrıca, taşınmazın orman olup olmadığı tespit edilmelidir. Mahkeme, 4721 sayılı Medeni Yasa'nın 713. maddesi hükmü uyarınca tescil istenen taşınmazda kazandırıcı zamanaşımı olup olmadığını araştırmalıdır. Kanun madeleri 4721 sayılı Medeni Yasa'nın 713. maddesi, 3402 sayılı Orman Kanunu'nun 14. maddesi, 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar ve 5304 sayılı Yasa'nın 14. maddesidir.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2011/16558 E.  ,  2012/5805 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.04.2009 tarih ve 2009/4023 - 5786 sayılı bozma kararında; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Davacı, 4721 sayılı Medeni Yasanın 713. maddedeki kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği sebebine dayanarak taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Dosya içerisindeki bilgilerden çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosunun 1999 yılında kesinleştiği anlaşılmaktadır. Hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritası üzerinde taşınmaz nokta şeklinde gösterilmiş, memleket haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanarak dava konusu taşınmaz ile en yakın kadastro parselleri ile bağlantılı denetlemeye elverişli kroki düzenlenmemiştir. Yapılan tahdit uygulaması da usule uygun değildir. Ayrıca; davacı ve tanıklar tarafından taşınmazın, davacıya annesi Kamile’den kaldığı bildirildiği halde, 3402 sayılı Yasanın 14. maddesindeki kısıtlamalar yönünden davacının annesi yönünden de araştırma yapılmamış, 713. maddenin 4. fıkrası uyarınca köyde yapılması gereken ilanın yapılıp yapılmadığı araştırılmadan yapılmış ise buna ilişkin ilan tutanakları dosyaya getirtilmeden, işin esası hakkında hüküm kurulmuştur.
    Mahkemece, öncelikle taşınmazın bulunduğu ... köyü ile ... köylerine ait orijinal arazi kadastro paftaları getirtilip, kenarlaştırılma yapılarak taşınmazların hangi köy sınırları içinde kaldığı ve orijinal paftalarda dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ne yazılarak tespit dışı bırakıldığı saptanmalıdır.
    Orman kadastrosu 1999 yılında kesinleştiği ve dava tarihine kadar 20 yıllık taşınmaz edinme süresi dolmadığından, taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı hem eski tarihli belgeler hem de kesinleşmiş orman tahdit haritasının uygulanması ile belirlenmesi gerekir. Bu nedenle, mahkemece eski tarihli memleket haritası (orijinalinden renkli fotokopi), hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan yer kazanılmasını sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten
    kaldırılmış olduğundan bu yollardan ormandan toprak kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli, toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orijinal renkli memleket haritası ve kesinleşen orman kadastrosu haritası kadastro haritası ölçeğine çevrildikten sonra yine kadastro paftası ölçeği bu haritalar ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra bu haritalar birbiri üzerine aplike edilerek düzenlenecek haritalarda ... köyü ve ... köyündeki komşu ve yakın komşu parsellerin birlikte gösterildiği, ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek şekilde kroki düzenlettirilip, yalnız büro incelemesine değil uygulama ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, 1959 ve 1970 çekimli hava fotoğrafları ile 1985 - 1990 yıllarına ait stereoskopik hava fotoğrafları da uygulanarak taşınmazın bu fotoğraflarda ne olarak göründüğü saptanmalı, ... ve ... köylerine ait orman tahdit tutanaklarında dava konusu taşınmazın bulunduğu yerin nasıl gösterildiği araştırılmalı, ayrıca taşınmazın orman içi açıklığı niteliğinde bulunup bulunmadığı, orman içi açıklıklarının zilyetlikle kazanılamayacağı gözetilmeli, tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerektiği” gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüyle taşınmaz, baraj suları altında kaldığından ve tescili mümkün olmadığından (A) ile gösterilen 3958,38 m2"lik taşınmazın davacı ..."a ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi ile davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce yapılan ve 16.03.1999 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
    Çınarcık köyünde genel arazi kadastrosu 1963 yılında yapılmış, ancak çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede Kızılelma köyü ile sınır ihtilafı bulunduğundan genel arazi kadastrosu yapılmamıştır.
    Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 16/04/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Hemen Ara