Esas No: 2010/2341
Karar No: 2011/4594
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/2341 Esas 2011/4594 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, ayakta dik pozisyonlandırma cihazı bedeli olan 18.390.00 Euronun fiili ödeme tarihinde geçerli olan döviz satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının dava tarihinden itibaren Devlet Bankalarınca Euro için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işletilecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı T.C Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü ... Valide Sultan Vakıf ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nin düzenlediği 13.12.2006 tarih 8457 sayılı Sağlık Kurulu raporundaki görüş uyarınca alınan”ayakta dik pozisyonlandırma cihazı “(moturlu kalkış, motorlu sürüş cihazı)’nın bedeli olan 18.390.00 Euro’nun fiili ödeme tarihinde geçerli olan döviz satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığının dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa’nın 4/A maddesi uyarınca Devlet Bankalarınca Euro için açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüyle 18.154.91 Euro"dan 3.154.91 Euro"nun 15.10.2007 tarihinden,7.000.00 Euro"nun 19.11.2007 tarihinden 8.000.00 Euro"nun 20.12.2007 tarihinden itibaren Kamu Bankalarınca Euro cinsi para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödenen en yüksek mevduat faizi ile ödeme tarihindeki T.C Merkez Bankası Euro döviz satış kuru üzerinden TL karşılığının davalıdan tahsiliyle,davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 32. maddesinde sigortalıya Protez, araç ve gereçlerinin standartlara uygun olarak sağlanması, takılması, onarılması ve yenilenmesinin sağlık yardımı olarak verileceği, sigortalılara verilecek protez, araç ve gereçlerin bedellerinin %20’si kendilerince ödeneceği, ancak, sigortalıdan alınacak katkı miktarının ödeme tarihindeki 25.08.1971 tarihli ve 1475 sayılı İş Kanununun 33. maddesine göre sanayi kesiminde çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin birbuçuk katından fazla olamayacağı,yargılama sırasında yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa"nın 68.maddesi gereğince %10-%20 katılım payı alınması gerektiği,bu katılım payının asgari ücretin % 75"inin geçemeyeceği düzenlenmiştir.506 sayılı Yasa"nın 34. maddesinde Kurumun sigortalının iyileşmesine yarayacak, yahut işgöremezliğini az çok gidermesi için gerekli görülecek protez, araç ve gereçlerini sağlamak, onarmak ve tespit edilen süre ve şartlarda yenilemekle yükümlü olduğu bildirilmiştir.
Davacının yüksekten düşme sonucu ... A ... Komplet Parapleji olarak sigortalı çalışmaya devam ettiğinden 506 sayılı Kanunun hastalık sigortasına ilişkin 32. ve devamı maddelerinde yer alan “işgöremezliği giderme” kavramı yanında uyuşmazlığın çözümünde Kanunun 34. maddesinde yer alan “iyileştirme” kavramının da incelenmesi gerekmektedir. T.C. Anayasası’nın 90. maddesi uyarınca usulüne göre yürürlüğe konulmuş anlaşmalar kanun hükmündedir. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası anlaşmalarla Kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi halinde çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası anlaşma hükümleri esas alınır. Bu bağlamda onay kanunu ile yürürlüğe giren Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Hakkında 102 Nolu ILO Sözleşmesinin 10/3. maddesinde; yapılacak yardımların, korunan kimsenin sağlığını korumaya, çalışma gücünü iadeye ve şahsi ihtiyaçlarını karşılayabilme kabiliyetini artırmaya matuf olduğu açıklanmıştır. 506 sayılı Kanunun hastalık sigortası kolundan sağlanacak sağlık yardımlarının kapsamı başlıklı 33. maddesinin son fıkrasında da bu madde gereğince yapılacak sağlık yardımlarının; sigortalının sağlığını koruma, çalışma gücünü yeniden kazandırma ve kendi ihtiyaçlarını görme kabiliyetini artırma amacını güdeceği açıkça belirtilmiş, bir anlamda, onaylanması nedeniyle bağlayıcı hale gelen 102 Nolu ILO Sözleşmesinin 10/3. maddesi hükmü tekrarlanmıştır. Her iki yasal düzenlemenin açıkça gösterdiği gibi, sigortalıya "dik pozisyonlandırma cihazı" temini yönünden; aranacak temel unsur; iyileşmesine yardımcı olması unsurudur. İyileşmeye yardımcı olma kavramının ise, açık yasal düzenlemeler uyarınca; sağlığı koruma, çalışma gücünü yeniden kazandırma ve kendi ihtiyaçlarını görme kabiliyetini artırma olarak kabulü zorunludur, aksinin kabulü halinde iyileşme kavramına ilk günkü sağlığına kavuşma anlamının verilmesi halinde, ortez ve protez kullanımının hiçbir zaman mümkün olamayacağı hususu da açıktır.
Yargılama sırasında yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 63. maddesinde de yapılan açıklamalar doğrultusunda düzenleme bulunmaktadır. Buna göre; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanması, temini amacıyla Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri içinde (f) bendinde ortez ve proteze yer verilirken, temini için sadece; “sağlanacak sağlık hizmetleriyle ilgili teşhis ve tedaviler için gerekli olabilme” ifadesi kullanılmıştır.
Kurumun teminle yükümlü olduğu yürürlükteki mevzuat hükümlerine uygun fiyatlı dik pozisyonlandırma cihazına hak kazanılması için gerekli olan "iyileştirme" unsurunun, diğer bir anlatımla sağlığı koruma, çalışma gücünü yeniden kazandırma ve kendi ihtiyaçlarını görme kabiliyetini artırma hususlarının; cihazı kullanacak kişi yönünden, üniversite veya eğitim araştırma hastanelerinin fiziksel tıp ve rehabilitasyon kliniklerinde yatırılarak uygulama ve eğitiminin yapılması sonrasında nöroloji, ortopedi ve fiziksel tıp ve rehabilitasyon uzmanlarının da içinde yer aldığı sağlık kurulu raporu ile gerekliliğinin belirlenmiş olması gereklidir."(Yargıtay HGK,04.03.2009, 2009/10-34 E., 2009/104 K.)
Somut olaya gelince T.C Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü ... Vakıf ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nin13.12.2006 tarihli Sağlık Kurulu raporunda "ayakta dik pozisyonlandırma cihazını kullanmasının gerekli olduğu,Hacetttepe Üniversitesi Sağlık Birimleri Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Bölümü"nün 30.1.2009 tarihli sağlık kurum raporu ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Ana Bilim Dalının 18.9.2009 tarihli sağlık kurul raporları ile davacının yüksekten düşme sonucu oluşan Asia A T10 Komplet Parapileji rahatsızlığı nedeniyle dava konusu ayakta dik pozisyonlandırma cihazı kullanmasının, sağlığını korumasına, çalışma gücünü yeniden kazandırmasına, kendi ihtiyaçlarını görme kabiliyetini arttırmasına ve kişiyi çalışma hayatına kazandırması amacıyla iş göremezliğini gidermesine katkıda bulunacağı günlük aktivitelerini yerine getirmesi ve dolaşım sisteminin daha sağlıklı çalışması açısından gerekli olduğu ,iş göremezliğinin azaltılması fiziksel ruhsal sağlığının korunması ve toplumsal katılımının sağlanması açısından cihazı kullanmasının uygun olduğu belirtilmektedir.
Mahkemece yaptırılan tüm bu incelemeler ve aldırılan raporlar karşısında artık, dava konusu cihazın davacının sağlığını koruyacağı, kendi ihtiyaçlarını görme kabiliyetini artıracağı, çalışma gücünü yeniden kazandıracağı yani davacının iyileşmesine yardımcı olacağının kabulü gerekmektedir.
Ne var ki; her ne kadar davalı SGK Başkanlığınca bu cihazın Kurumun sözleşme listesinde yer almadığı, bu cihaz için herhangi bir fiyat belirlenmediği, Sağlık Uygulama Tebliğinde fiyatının bulunmadığı bildirilmiş ise de davalı Kurum ile protokollü firmaların protokolü dahilinde olmayan veya Kurumla protokolü olmayan firmalardan temin edilen cihazların Kurum tarafından karşılanabilecek değerinin tespiti konusundaki yöntem gereğince, Sağlık Bakanlığının konuya ilişkin görüşü de alınmak suretiyle rayiç belirlenmesi gereği gözetilmeksizin yalnızca Ticaret Odası görüşü ile sonuca varılmış olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 15.12.2010 tarih ve 2010/21-591 Esas, 2010/666 Karar)
Yapılacak iş; cihazın ödemeye esas bedelinin tespiti yönünden davalı Kurum ile protokollü firmaların protokolü dahilinde olmayan veya Kurumla protokolü olmayan firmalardan temin edilen cihazların Kurum tarafından karşılanabilecek değerinin tespiti konusundaki yöntem gereğince, Sanayi ve Ticaret Bakanlığından 20.08.2007 tarih ve Seri A (...) nolu faturadaki "... Ayakta Dik Pozisyonlandırma Cihazı" (motorlu kalkış motorlu sürüş fonksiyonlu) isimli cihazın başkaca ithalatçı firmasının bulunup bulunmadığı sorularak, bu firmalardan davaya konu cihazın alınış tarihindeki satış bedelini sormak, rayiç bedel araştırması yapılarak Sağlık Bakanlığının konuya ilişkin görüşü de alınmak suretiyle ve ticari örnekseme olması yönünden aynı teknik donanım ve pratik kullanım ile "iyileştirmeye" yarayacak başkaca cihazların dava konusu cihaz ile karşılaştırılmasının yapılıp, faturayı düzenleyen Destek Rehabilitasyon Teknolojileri Ltd. Şti"den ithalat belgelerini getirtip ticari defterlerinden sözkonusu cihazın firmaya giriş fiatı ve fatura tarihine yakın tarihlerdeki satış fiyatları ile ilgili uzman bilirkişiye inceleme yaptırılıp tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,12.5.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.