Esas No: 2010/3818
Karar No: 2011/4592
Karar Tarihi: 12.05.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/3818 Esas 2011/4592 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 31.12.1986-1.11.1988 ve 31.12.1994-15.9.1998 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 1.5.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, davacının 31.12.1986-01.11.1988 ve 31.12.1994-15.09.1998 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğunun ve 01.05.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tesbiti ile ödenmesi gereken birikmiş aylıkların faizi ile tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece istemin kabulü ile davacıya 01.05.2008 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasaya göre SGK"dan yaşlılık aylığı bağlanmasına,ödenmesi gereken tarihlerden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte aylıkların davalı Kurumdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Yasanın 24. maddesinde zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için esnaf sicili veya kanunla kurulu meslek kuruluşu kaydı aranırken 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Yasa ile 1479 sayılı Yasanın 24. maddesi değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olması şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için meslek kuruluşuna kayıtlı olma yeterli görülmüş, 22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için vergi kaydı veya esnaf sicil kaydı veya oda kaydının bulunması yeterli görülmüş, 2.8.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4956 sayılı Yasa ile 24. madde değiştirilerek zorunlu Bağ-Kur sigortalılığı için gelir vergisi mükellefi olma şartı getirilmiş ancak gelir vergisinden muaf olanlar için esnaf sicil kaydı ve oda kaydının bir arada bulunması yeterli görülmüştür.
507 sayılı Yasa"nın 2.5.1983 tarihli ve 62 sayılı K.H.K. ve K.H.K’nun aynen kabulüne dair 14.2.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3153 sayılı Yasa ile değişik 5. maddesine göre ise “Esnaf ve Sanatkar siciline kayıtlı esnaf ve küçük sanatkarlar çalışma bölgesi içindeki derneğe kayıt olmak zorundadır. Kayıt zorunluluğunu 1 ay içinde yerine getirmeyenler sicile kayıt tarihinden itibaren geçerli olmak üzere doğrudan doğruya kaydedilirler.”
Değişik 119. maddeye göre “ mesleki faaliyette bulunabilmeleri ve ilgili derneğe kaydedilmeleri için sicile kayıtları şarttır.” 62 sayılı K.H.K.’nun geçici 2. maddesinde “Esnaf siciline kayıt ilgili yönetmeliklerin yayımı tarihinden itibaren 1 yıl içinde çıkarılmak zorunda” olduğu bildirilmiş İlgili Yönetmelik ise 1.1.1984 tarihinde yürürlüğe konmuş ve 1 yıllık geçiş süresi 1.1.1985 tarihinde sona ermiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 16.01.1984 tarihli bildirgeye göre 01.01.1984 tarihli vergi kaydı nedeniyle aynı tarih itibariyle tescil edildiği, 01.01.1984 - 31.12.1986, 01.11.1988 - 31.12.1994 arasında vergi kaydının, 05.01.1984 - 15.09.1998 arasında Esnaf ve Sanatkarlar Odası kaydının bulunduğu, sicil kaydının bulunmadığı, 03.03.1969 - 1969/3. dönem arasında 170 gün, 21.07.1976 - 09.08.1976 tarihleri arasında 18 gün olmak üzere toplam 188 gün 506 sayılı Yasaya tabi hizmetinin bulunduğu, SSK hizmet cetvelinde aynı sigorta nosunu taşıyan ... ait hizmetlerin yer aldığı, Kurum tarafından 17.03.1999 tarihinde ise oda kaydı ile ilgili yönetim kurulu kararı olmadığı gerekçesiyle oda kaydının usulüne uygun olmadığının kabul edildiği, vergi kaydına ve fazla ödemesine göre hizmet verildiği, 01.01.1984 - 31.12.1986, 01.11.1988 - 31.12.1994 tarihleri arasında zorunlu, 01.06.1997 -31.12.1997 ve 01.02.1998-30.4.1998 tarihleri arasında isteğe bağlı sigortalı olarak kabul edildiği, 13.04.2006 tarihli hizmet cetveline göre, icraya verildiği, Silifke İcra Müdürlüğünün 1998/2179 takip nolu dosyasının tetkikinden davacının 1.1.1984-30.9.1998 tarihleri arasındaki prim borçlarının icra yoluyla 12.3.1999 tarihi itibariyle tahsil edildiği 1992 ve 1997 affından yararlandığı,10.04.2008 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu,Kurumun 11.06.2008 tarihli yazısı ile davacının 15 yıl hizmeti bulunmadığı, 9 yıl 11 ay 29 gün Esnaf Bağ-Kur ve 6 ay 8 gün SSK hizmeti olmak üzere toplam 10 yıl 6 ay 7 gün hizmeti bulunduğu gerekçesiyle aylık talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Davacının 1479 sayılı Yasa gereği tescili 1984 yılında yapılmış olmakla, 1984 yılında yürürlükte bulunan 1479 sayılı Yasa"nın 24.maddesi gereğince vergi kaydının bulunduğu 1.1.1984-31.12.1986, 1.11.1988-31.12.1994 tarihleri arasındaki dönemde sigortalılık koşullarının bulunduğu ortadadır. 1.1.1997-1.11.1988 ile 1.1.1995-15.9.1998 tarihleri arasındaki döneme gelince, davacının bu dönemde oda kaydı bulunmakla beraber sicil kaydı bulunmadığından bu dönemde sigortalılık koşullarını taşımıyor ise de bu döneme ilişkin primleri 1992 ve 1997 af yasalarından yararlanmak ve icraya verilmek suretiyle tahsil edilmiş ve davalı Kurum tarafından uzun süre kullanılmış olduğundan,yönetim kurulu kararı olmadığı gerekçesiyle davacının oda kaydının usulsüz sayılması sonucu Kurumun bu süreyi iptal etmesi Medeni Kanun’un 2. maddesinde ifadesini bulan objektif iyi niyet kurallarıyla bağdaşmayacağından bu süreyi de sigortalılık süresi olarak kabul etmek gerekir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 1.10.1997 gün ve 1997/10-578 Esas, 1997/758 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Somut olayda, davacının uyuşmazlık konusu döneme ilişkin olarak yatırdığı primler davalı Kurum tarafından uzun süre kullanılmış olduğundan bu dönemin mahkemece sigortalılık süresi olarak kabul edilmesi yerindedir.
Ancak davacının 506 sayılı Yasaya tabi sigortalılık süresi toplam 188 gün olduğu halde davacıya aidiyeti belirlenemeyen davacının sigorta nosu ile hizmet cetvelinde yer alan Mustafa Büyükgüzel"e ait çalışmalarında davacıya aidiyeti kabul edilerek bu sürenin 4486 gün olarak gösterilmesi, 1479 sayılı Yasa"ya tabi kabul edilen sigortalılık süresinin ve yaşlılık aylığı şartlarının ne şekilde oluştuğu tartışılmayan bilirkişi raporu esas alınarak sonuca gidilmiş olması isabetsiz olmuştur.
Yapılacak iş; davacının 1.1.1984-15.9.1998 tarihleri arasındaki dönem yönünden 1479 sayılı Yasa’ya tabi zorunlu sigortalı olduğunu kabul etmek, davacının 506 sayılı Yasa"ya tabi sigortalılık süresini çelişkiye yer vermeyecek şekilde belirlemek ve toplam hizmet süresi üzerinden yaşlılık aylığına esas şartları kararda açıkça göstermek suretiyle yaşlılık aylığı talebi değerlendirilerek sonucuna göre karar vermektir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 12.05.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.