Esas No: 2011/14183
Karar No: 2012/5695
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/14183 Esas 2012/5695 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Bu davada, 2004 yılındaki kadastro sırasında senetsiz ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle zeytinlik niteliği ile davalı adına tespit edilen taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açılmıştır. Mahkeme dava konusu taşınmazın tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verirken, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur. Yapılan bozma kararından sonra taşınmazın gerçek eğiminin belirlenmesi, hava fotoğraflarının incelenmesi, yerel bilirkişi ve tanıkların ifadesinin alınması gerektiği belirtilmiştir. Sonuç olarak, mahkeme kararı onanmıştır.
Kanun Maddeleri:
- 3302 Sayılı Orman Kanunu
- 6099 Sayılı Türk Borçlar Kanunu
- 3402 Sayılı Kadastro Kanunu
- 3573 Sayılı Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanun
- 6777 Sayılı Devlet Ormanları Kanunu
- 6831 Sayılı Orman Kanunu
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2004 yılında yapılan kadastro sırasında ... köyü 184 ada 97 parsel sayılı 9.099,30 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle zeytinlik niteliği ile davalı ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece; davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hükmün davacı ... Yönetimi tarafından temyizi üzerine Dairece bozulmuştur..
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27.01.2010 gün ve 2009/13648 - 2010/764 sayılı bozma kararında özetle; [Hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazın 1958 baskı tarihli memleket haritasında ve 1948 çekim tarihli hava fotoğraflarında kapalı alanda gözüktüğünü, taşınmazın üzerinde pırnal meşe çalıları, 150 tane 80 - 100 yaşlarında zeytin ağacı bulunduğunu, eski tarihli belgelerde yeşil alan olarak gözükmesinin sebebinin üzerindeki tam kapalı zeytin ağaçları olduğunu, bu sebeplerle orman sayılmayan yerlerden olduğunu belirttiği, ancak rapor ekindeki fen bilirkişi ile ortak düzenlenen aplikeli memleket haritasında çekişmeli yerin çevresinde yapraklı ağaç, ibreli ağaç ve çalılık rumuzları bulunan yeşil renkli alanda işaretlendiği, zeytinliklerin memleket haritasında zeytinlik sembolü ile gösterildiği, memleket haritasında çekişmeli taşınmazın bulunduğu alan da zeytinlik rumuzlarının gözükmediği, karara dayanak alınan uzman bilirkişi raporunun kendi içinde çelişik olduğu, 1970, 1974, 1984, 1986 ve 2004 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliklerinin tümünde “3573 sayılı Yasa ile bu yasayı değiştiren 6777 sayılı Yasaya göre Devlet ormanlarından tefrik edilmiş, zeytinlik, sakızlık ve harnupluk sahalar için tevzi işlemleri yapılmamış ise Devlet ormanı olarak sınırlandırılır.” hükmünün bulunduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 27/02/2008 gün ve 2008/20-157-194 karar sayılı kararında da belirtildiği gibi delicelik ve yabani zeytinlerin aslı orman ağacı olup, 3573 sayılı “Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Yasa" hükümlerine göre imar - ihya edilmek üzere tahsis edilmesi ve bunun yerine getirildiğinin yetkili makamlarca belirlenerek imar - ihya eden kişi adına tescil kararı verilmesi ya da verilen bu karar uyarınca tapu kaydı oluşturulması durumunda o yerin orman sayılmayacağı, yasa gereği zeytincilik parseli olarak belirlenip tahsis edilmeyen yerin aşılanmak suretiyle kazanılmasının mümkün olmadığı, bu tür bir yerin orman sınırları dışında bırakılmasının davalıya bir hak sağlamayacağı, aslı orman olup herhangi bir
nedenle orman sınırları dışında bırakılan taşınmazın 05/11/2003 gün ve 4999 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince her zaman orman sınırları içine alınabileceği ya da Hazine tarafından orman olarak tahsis edilebileceği, bu sebeplerle, mahkemece taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak yöntemine uygun şekilde orman araştırması yapılması, eğim ölçer aletler (klizimetre) kullanılıp, münhanili kadastro paftasından, memleket haritası, halihazır harita ve topoğrafik haritalardan da yararlanılmak suretiyle taşınmazın gerçek eğiminin belirlenmesi, hava fotoğraflarının stereoskopik aletlerle incelenmesi, çekişmeli taşınmaz üzerinde bulunan zeytinlerin kök yaşının ve aşı yaşının ne olduğu yönünde rapor alınması, yerel bilirkişi ve tanıklarından taşınmazın öncesinin delicelik, çalılık ve makilik niteliğinde olup olmadığının sorulması, 6831 sayılı Yasanın 23.09.1983 gün ve 2896 sayılı Yasa ile değişik 1/ı. maddesinde "Sahipli arazideki aşılı ve aşısız zeytinliklerle, Özel Yasası (...1939 gün 3573 Sayılı Yasa) gereğince Devlet ormanlarından tefrik edilmiş ve imar, ıslah ve temlik şartları yerine getirilmiş bulunan yabani zeytinlikler ile 09.07.1956 gün ve 6777 sayılı Yasayla tasrih edilen yabani veya aşılanmış fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar orman sayılmaz" hükmünün bulunduğu, davalının kendisine 3573 sayılı Yasanın 2. ve devamı maddeleri gereğince tahsis edilip imar ve ıslah işlemleri tamamlanarak yetkili makamlarca yapılan temlik işlemine ya da tapuya dayanmadığından taşınmaz üzerinde bulunan ve orman ağacı niteliğindeki delice ağaçlarının aşılanması halinde orman sayılan yerlerde 3402 sayılı Yasanın 17. maddesinin uygulanmayacağı, % 12’den fazla eğimli delicelerin muhafaza (koruma) makisi olduğu, muhafaza makilerinin 5653 sayılı Yasanın 1. maddesi ile değişik 3116 sayılı Yasanın 1/e maddesinin istisnasını teşkil ettiği, aynı maddenin son fıkrası gereğince Devlet ormanı olarak kabulü gerekeceği, yine 08.09.1956 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesi gereğince toprak muhafaza karakteri taşıyan funda ve makiliklerin orman sayılan yerlerden olduğu, bilimsel olarak, eğimin % 12’yi aştığı yerlerin toprak muhafaza karakteri taşıyacağı, bu nedenle orman sayılan yerlerden olduğunun kabulü gerekeceğinin gözetilmesi, ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi] gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3302 sayılı Yasa uyarınca yapılıp kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı peşin temyiz harcının istek halinde iadesine 12/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.