20. Hukuk Dairesi 2012/4374 E. , 2012/5667 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... ve davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Yavuzkemal ... 242 ada 4 parsel sayılı 34 hektar 8989.48 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı gerçek kişi, bu yerin bir kısmının tapusu kapsamında tarım alanı olduğu, ayrıca; bu yerle ilgili olarak orman yararına muhalefet suçundan dolayı cezalandırılması istemi ile açılan dava sonucunda beraat ettiği iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine ve dava konusu parselin tesbit gibi Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... ve davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir..
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki;
Davacı, Sulh Ceza Mahkemesinden verilen 2001/ 102- 2002/ 83 sayılı beraat kararı ile Mayıs 322 tarih, 106 numaralı tapu kaydına dayanmaktadır. Mahkeme, taşınmazın orman içi açıklığı niteliğinde olduğunu açıklayan orman bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuştur. Ancak: tapu kaydı ile beraat kararının bu yere ait olup olmadığı kesin bir biçimde saptanmamıştır. Fen bilirkişi tarafından tapu kaydının ve sulh ceza mahkemesi kararının çekişmeli yere ait olduğu bildirilmişse de, rapor denetlemeye elverişli değildir.
Bu nedenle; mahkemece, tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri, dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları, komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir harita mühendisi veya olmadığı takdirde bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile
iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; tapu kaydı ilk oluşumundan itibaren sıra izler biçimde getirtilerek yöntemince uygulanmalı, kadastro sırasında dava dışı bir başka parsel ya da parsellere uygulanıp uygulanmadığı araştırılmalı, uygulanmışsa buna ait tutanak örnekleri getirtilmeli, bundan ayrı kayıt 1 dönüm miktarlı olup gittilerinde bu miktarın 18380m2ye çıktığı gözlendiğinden bunun nedeni üzerinde de durulmalı, kayıt malikleri ile davacı arasındaki bağ açıklığa kavuşturulmalı, sulh ceza mahkemesine karar ve dayanağı kroki zeminde uygulanarak fen bilirkişisinden tapu kaydı ve mahkeme kararı ile çekişmeli yerin sınırlarının ayrı ayrı gösterildiği kroki alınmalı, beraat kararının Usul Yasasının 237. maddesi hükmüne göre kesin hüküm niteliği taşıyıp taşımadığı, Borçlar Yasasının 53. maddesi gereğince hukuk hakimini bağlayıp bağlamayacağı tartışılmalı, uygunluk söz konusu ise dayanak tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden, yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Yasanın 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilip verilmeyeceği değerlendirilmeli, 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesinde düzenlenen orman içi açıklığının tapuya dayanılmadığı ya da tapunun uymadığı durumlarda söz konusu olabileceği düşünülmeli; tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ... ve davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 11/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.