Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/21215 Esas 2022/15744 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/21215
Karar No: 2022/15744
Karar Tarihi: 07.11.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/21215 Esas 2022/15744 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, bir kişinin 5607 sayılı yasaya muhalefet suçundan yargılandığı davada yerel mahkemenin hatalı bir karar verdiğini belirterek, davanın bozulmasına hükmetti. Özellikle, CMK'nun 193. maddesi uyarınca savunması alınmayan bir sanık hakkında beraat kararının verilemeyeceğini belirten mahkeme, yerel mahkemenin bu kuralı göz ardı ederek sanığın beraatine karar verdiğini tespit etti. Ayrıca, suçun işlendiği tarihte yürürlükte olan ve sonradan yapılan kanun değişiklikleri hakkında da ayrıntılı bilgi veren kararda, 5607 sayılı yasanın değiştirilen maddelerine atıfta bulunuldu ve suçla ilgili olarak belirtilen yasa maddelerine ilişkin açıklamalar yapıldı.
Detaylı kanun maddeleri:
- 5607 sayılı yasaya muhalefet suçunun 3/5, 3/10, 3/18, 3/22 ve 5/2 maddeleri
- CMK'nun 193, 147 ve devamı maddeleri
- TCK'nun 7. maddesi
- 6455 sayılı yasanın 3/18 maddesi
- 6545 sayılı yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları
- 7242 sayılı yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen \"Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.\" şeklindeki düzenleme
- 7242 sayılı yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra.
7. Ceza Dairesi         2021/21215 E.  ,  2022/15744 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

    SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, sanık İzzettin El hakkında hükümlülük, müsadere
    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Katılan ... İdaresi’nin temyiz isteminin sanık ... hakkında verilen beraat kararına yönelik olduğu anlaşılmış olup buna hasren yapılan incelemede;
    Mahkemeye gelmemiş olan sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnalarından biri olarak öngörülen ve ancak derhal beraat kararı verilebilecek hallerle sınırlı olarak uygulama yeri bulunan 5271 sayılı CMK'nun 193. maddesinin söz konusu olayda uygulanmasının mümkün bulunmadığı, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun ve özel dairelerin uyum gösteren kararlarının da bu yönde olduğu gözetilmeden, CMK'nun 147 ve devamı maddeleri uyarınca sanığın savunması alınıp sonucuna göre hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, savunma alınmadan yazılı şekilde beraat kararı verilmesi,
    Yasaya aykırı, katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    Sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde ise;
    1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
    Hükümden sonra 15/04/2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
    Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22,
    5/2 maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    Kabule göre de;
    1-Anayasa Mahkemesi'nin, TCK'nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24/11/2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı göz önünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerekmesi,
    2-Suçtan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan ... katılan kabul edilerek lehine vekalet ücretine karar verilmesi,
    3-Yargılama giderleri ile ilgili olarak, 5271 sayılı CMK'nun 324. maddesinin 2. fıkrasında "Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” şeklindeki açık hükmü ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 26/05/1935 gün ve 111/7 sayılı "yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı parçası olduğundan ilamlarda açıklanmalı, kime yükletileceği belirtilmedir" ve yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 02/05/1966 gün ve 4/3 sayılı "tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderinin miktarı ve kime ne miktada yükleteceği belirtilerek, sanığın yükümlülüğü öğrenmesinin sağlanması ve bu sayede sanığın yargılama giderlerine karşı temyiz davası açıp açmama hususunda karar verme olanağı tanınması gerektiğini” belirten kararları karşısında, hükmün esasını oluşturan kısa kararda, sanığın yükümlülüğünü öğrenmesi ve buna göre yargılama giderleri yönünden temyiz yoluna başvurup başvurmayacağı hususunda karar vermesine imkan tanımak için, yargılama giderlerinin kime yükleneceğinin ve bu yükümlülüğün ne miktar olacağının belirtilmesi gerektiği, ancak mahkemece kısa kararda yargılama gideri kısmı boş bırakılarak yargılama giderleri ile ilgili miktar açıklanmadan usul ve yasaya aykırı hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara