Esas No: 2010/3943
Karar No: 2011/4462
Karar Tarihi: 10.05.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/3943 Esas 2011/4462 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 1.4.2004-7.4.2008 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı işverenlere ait işyerinde baş şoför ve operatör olarak 1.4.2004 tarihi ile işten ayrıldığı 7.4.2008 tarihleri arasında geçen, davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, istemin kısmen-kabulüyle davacının 5.8.2005-13.6.2007 tarihleri arasında davalı ... yanında, 13.6.2007-7.4.2008 tarihleri arasında da ... Hurdacılık Ltd. Şti. işyerinde çalıştığının tesbitine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverenlerce işe giriş bildirgesinin verilmediği gibi bildirilmiş bir hizmetinin bulunmadığı, 8.2.2005 tarihinden önce başka işyerlerinden bildirimlerin olduğu, davalı şirkete ait (...) sigorta nolu işyerinin 13.6.2007 tarihinde Yasa kapsamına alındığı işyerinin 2007 ve 2008 yılları dönem bordrolarının düzenlenip kuruma verildiği, diğer davalı ... işyerinin Yasa kapsamına alındığı tarihin, davalılarca verilmiş ücret ödeme bordrolarının ve dönem bordrolarının araştırılmadığı, ... Hurdacılık Ltd. Şti. nin 18.5.2007 tarihinde tescil edildiği, davalı ..."ın kurucu ortaklardan olduğu, 4.10.2007 tarihli davalı şirket imzalı belgede davacının şirket bünyesinde baş operatör ve şoför olarak çalıştığının belirtildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda uyuşmazlık, fiili çalışma olgusunun yöntemince kanıtlanmış olup olmadığı, mahkemece bu yönde yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunlara destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555, 5.2.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 3.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578, 10.11.2004 gün 2004/21-538 ve 1.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olaya gelince; mahkemece açıklanan şekilde fiili çalışmanın varlığının yöntemince araştırılmadan sonuca gidildiği ortadadır. Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan tanıklar davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan, kayıtlara geçmiş kişilerden olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerden de değildir.
Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.
Yapılacak iş; davalılardan ..."a ait Kurum"dan tescilli işyerinin bulunup bulunmadığını sormak, dönem bordrolarını, davacının talep ettiği sürelere ilişkin her iki davalıdan varsa imzalı ücret tediye bordrolarını dosyaya celbetmek, sözkonusu işyerlerinin adres ve ünvanları ile ..."a ait işyerinin Yasa kapsamına alınma tarihini Kurum"dan sormak, 1.4.2004 tarihinden itibaren davacı ile davalılara ait aynı işyerinde çalışan varsa dönem ve ücret bordrolarında kayıtlı tanıkların yoksa zabıta marifetiyle tespit edilecek işyerine komşu olan diğer işyerlerinde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanlarının beyanlarına baş vurularak çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, davalı Kurum ve işveren vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan işverene iadesine, 10.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.