Esas No: 2010/3874
Karar No: 2011/4457
Karar Tarihi: 10.05.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/3874 Esas 2011/4457 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 30.08.2000-30.08.2005 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının davalı ... bağlı ... İlköğretim Okulu işyerinde 30.8.2000 tarihi ile 30.08.2005 tarihleri arasında çaycı ve temizlikçi olarak geçen, davalı Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tesbiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının davalı M.E.B"na bağlı ... İlköğretim Okulu işyerinde 15.9.2000 tarihi ile 30.6.2005 tarihleri arasındaki dönemde geçen çalışmaları nedeniyle, SGK"ya eksik bildirilen çalışma gün sayısının 702 gün olduğunun tesbitine, fazla istemin reddine karar verilmiş ise de; varılan bu sonuç eksik incelemeye dayalı olup usul ve yasaya aykırıdır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacının işe giriş bildirgesinin verilmediği, (21072808) sigorta nolu davalı işyerinden 14.10.2002-14.6.2003 tarihleri arasında 2002/3. dönemde 91 gün, 2003/1.2. dönemde 150 gün, 15.9.2003 tarihinde girişle 2003/3. dönemde 120 gün, 2004/1.2. dönemde 150 gün, 2.9.2004 tarihinde girişle 2004/3. dönemde 103 gün, 30.6.2005 tarihinde çıkışla 2005/1.2. dönemde 152 gün bildirimde bulunulduğu, işyerinin 14.10.2002 tarihinde Yasa kapsamına alındığı, işyerine ait dönem ve imzalı ücret bordrolarının verilmediği ve mahkemece araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
Gerçekten, davacının işyerindeki çalışmaları 14.10.2002 tarihinden itibaren Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak primleri ödenmiştir.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79/10.maddesinde bu tür hizmet tesbiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür.
Öte yandan davacının çalışmalarının geçtiğini ileri sürdüğü işyeri bir kamu kuruluşuna aittir. Kamu kuruluşlarında, çalışanların kayıtlara geçirilmesi ve ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıldır. Tespiti istenen çalışmaların hangi nedenle bildirim dışı kaldığı gereğince ve yeterince araştırma konusu yapılmamıştır.
Gerçekten ifadesi hükme dayanak alınan tanıklar davacıyla birlikte bu işyerinde çalışan, kayıtlara geçmiş kişilerden olmadığı gibi, aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin çalıştırdığı ve bordrolara geçmiş kimselerden de değildir.
Bu bakımdan tanık sözleri çalışma olgusu yönünden somut olgulara dayanmamakta soyut düzeyde kalmaktadır. Giderek, tanık sözlerinin inandırıcı güç ve nitelikte olduğu söylenemez.
Yapılacak iş; davalı okulun eğitim-öğretim yılının başlangıç ve bitiş tarihleri ile ilk faaliyete başladığı tarihi tespit etmek, davalı işyerine ait varsa S.G.K"dan dönem bordrosu ile davalı işyeri dosyasını, davalı ilköğretim okulu müdürlüğünden davacının talep ettiği sürelere ilişkin imzalı ücret tediye bordrolarını, ilgili Milli Eğitim Müdürlüğünden de davacının tespitini istediği 30.8.2000-30.8.2005 tarihleri arasında davalı okulda görev yapan müdür, müdür yardımcısı, öğretmenler ile diğer görevlilerin listesini dosyaya celbederek, o tarihlerde davacı ile aynı işyerinde çalışan kayıtlı çalışanların beyanlarına baş vurularak, tespiti istenen sürelerin neden kayıt dışı kaldığı konusunda ve çalışmanın niteliği ile gerçek bir çalışma olup olmadığı yönünde yöntemince beyanlarını almak, gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde 506 sayılı Yasanın 2, 6, 9 ve 79/8. maddeleri gereğince kanıtladıktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.