Esas No: 2015/2107
Karar No: 2015/6868
Karar Tarihi: 30.12.2015
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/2107 Esas 2015/6868 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
1) Suça konu ... ve ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgelerinin sanık tarafından düzenlendiğinin iddia edildiği olayda; sanığın aşamalarda suçlamayı kabul etmemesi ve hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen ..." in atfı cürüm mahiyetinde beyanı dışında cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak, somut, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığının anlaşılması karşasında; atılı suçtan beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2)Kabul ve uygulamaya göre de:
a)Belgede sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının takdiri hakime ait olduğu cihetle, her ne kadar mahkumiyet hükmünün konusunu teşkil eden sürücü belgelerinden biri olan suça konu ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi celp edilip incelenmiş ve aldatma yeteneğinin bulunduğu karar yerinde tartışılmışsa da, suça konu ... adına düzenlenmiş sahte sürücü belgesi ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/231E, 2011/28K sayılı dosyasından celp edilip incelenmek suretiyle özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması, aldatma yeteneğinin bulunup bulunmadığının karar yerinde tartışılması ve iki belge aslının da denetime olanak verecek şekilde dosya içine konulması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
b)Sanık hakkında sahte sürücü belgesi yapmak suçundan açılan kamu davasında, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 22.04.2014 gün, 2013/11-397 Esas, 2014/202 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, 765 sayılı TCK ile 5237 sayılı TCK"nun “Kamu güvenine karşı suçlar” bölümünde düzenlenen ve belgenin gerçeğe aykırı olarak düzenlenmesi ile kamu güveninin sarsıldığı kabul edilerek suç sayılıp yaptırıma bağlanan “resmi belgede sahtecilik” suçlarının hukuki konusunun kamu güveni olduğu, suçun işlenmesi ile kamu güveninin sarsılması dışında, bir veya birden fazla kişi de haksızlığa uğrayıp, suçtan zarar görmesi halinde dahi, suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamının, diğer bir ifadeyle kamunun olduğuna dair kabulünün etkilenmeyeceği, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerekeceği ve tüm dosya kapsamından sanığın eylemleri arasında geçen kısa zaman aralıkları da gözetilerek, açıklanan ilkeler doğrultusunda sanığın fiillerinin bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla kanunun aynı hükmünü, kısa zaman aralıkları içerisinde, birkaç kez ihlal etmek suretiyle zincirleme tek suçu oluşturacağı gözetilmeden yazılı şekilde her bir sürücü belgesi yönünden ayrı suç oluştuğunun kabulü ile sanığın sahte sürücü belgesi sayısınca ayrı ayrı cezalandırılmasına hükmedilmesi yasaya aykırı,
3) T.C. Anayasa Mahkemesi" nin, TCK’ nın 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olmasından kaynaklanan zorunluluk,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.12.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.