Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/11160 Esas 2022/15888 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/11160
Karar No: 2022/15888
Karar Tarihi: 08.11.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/11160 Esas 2022/15888 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2021/11160 E.  ,  2022/15888 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
    HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, tasfiye

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    I- Sanık ...'un temyiz talebi yönünden yapılan incelemede;
    08/07/2015 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen hükmü yasal süresinden sonra 28/10/2015 tarihinde temyiz etmiş bulunan sanığın temyiz inceleme isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    II- Sanık ... müdafiinin temyiz talebi yönünden yapılan incelemede;
    02/03/2014 tarihi saat 19.15 sıralarında Van ili Kom Şube Müdürlüğü ekiplerinin takipte oldukları kaçak sigara nakli yapan bir aracın Van iline doğru seyir halinde olduğundan ilgili güzergahta tertibat alınmasını Gürpınar İlçe Emniyet Müdürlüğü görevlilerine bildirmesi üzerine ilgili güzergahta tertibat alındığı, sanıklardan ... adına kayıtlı 24 EH 107 plakalı Ford Transit marka aracın tertibat alınan noktaya yaklaştığı, dur ikazlarına uymayarak kapan tertibatından geçerek, lastikleri patlak halde yola devam ettiği, kovalamaca sonrası aracın yol kenarında park halinde görüldüğü, araçtan inen sürücünün karanlıktan faydalanarak kaçtığı ve yakalanamadığı, araçta gece vakti Cumhuriyet Savcısının gecikmesinde sakınca bulunan hal nedeniyle verdiği yazılı arama emri ile yapılan aramada 2250 karton kaçak sigara ele geçirildiği, kolluk görevlilerinin eylemin failini tespit etmek amacıyla sistemde kayıtlı telefon numarası üzerinden araç kayıt maliki olan sanık ...'a ulaşarak karakola davet ettikleri, sanık ...'nin yapılan telefon görüşmesinde aracı olaydan önce diğer sanık ...'a satmış olduğunu beyan ettikten sonra aynı gün saat 22.00 sıralarında diğer sanık ... ile birlikte karakola gelip teslim olduğu, sanık ... 'ın müdafisiz kolluk ifadesinde; adına kayıtlı ... plakalı aracı yaklaşık 1 hafta kadar önce diğer sanık ...'a yazılı satış sözleşmesi yapmadan 15.000 TL karşılığında satmış olduğunu, olay sırasında aracı kimin kullandığını bilmediğini, polisler çağırınca Nurullah'ı da yanına alarak karakola geldiğini belirttiği, sanık ...'un ise 02/03/2014 tarihli müdafisiz kolluk ifadesinde; aracı 1 hafta kadar önce Mehmet Zeki'den haricen satın aldığını, 4-5 gün sonra ise aracı Metin adlı bir şahsa haricen sattığını, olayla ilgisinin bulunmadığını belirttiği, ancak ertesi gün kendiliğinden karakola gelerek alınan müdafisiz ifadesinde ise; aracın haricen kendisine ait olduğunu, olay sırasında aracı kendisinin kullanıyor olduğunu, dava konusu kaçak sigaraları para karşılığı naklediyor olduğunu,
    işin doğrusunun bu olduğunu belirttiği ve polislerin dur ihtarı sonrası yaşanan kovalamaca konusunda detaylı anlatımda bulunduğu, 10/04/2014 tarihli uzmanlık raporuna göre aracın ön yolcu kapı kolu üzeri 20 cm yolcu kapı camı 9 cm'den mukayeseye elverişli 1 adet parmak izi elde edilmiş olduğunun belirtildiği, ancak sanıklardan karşılaştırmaya esas parmak izleri alınarak karşılaştırma yapılmadığı, sanık ...'ın mahkemedeki savunmasında; aracı yazılı satış sözleşmesi olmadan Mehmet Zeki'den satın almış olduğunu, olay tarihinde kaçak sigaraları para karşılığı naklediyor olduğunu belirttiği, sanık ...'nin 26/06/2014 tarihli esas mahkemesindeki savunmasında; aracı 25/02/2014 tarihinde sanık ...'a oto satış sözleşmesi ile satmış olduğunu, kaçakçılık olayı ile ilgisinin bulunmadığını belirttiği ve hazırlıkta yazılı satış sözleşmesi bulunmadığını belirtmesine karşın 25/02/2014 tarihli şahit olarak da ... ve ...'nın imzalarının bulunduğu araç satış sözleşmesi aslını dosyaya ibraz ettiği, söz konusu çelişkinin giderilmesi maksadıyla sanığın bulunduğu yer mahkemesine talimat yazıldığı ancak talimat mahkemesince sanığın benzer içerikte savunması alınıp kolluk ifadesi ile olan çelişkinin sorulmadığı, ... ve ...'nın mahkemece tanık olarak dinlendikleri ve beyanlarında aracın Mehmet Zeki tarafından Nurullah'a satılmış olduğunu, kendilerinin de şahit olarak sözleşmede yer aldıklarını, sözleşmedeki imzanın kendilerine ait olduğunu, aracın satış tarihini ise hatırlamadıklarını belirttikleri olayda; mahkemece hazırlık aşamasında bulunmadığı söylenen satış sözleşmesinin kovuşturmada ibrazı ile oluşan çelişki nedeniyle savunmaya itibar edilmeyerek sanık ... Aksoy'un da mahkumiyetine karar verilmiş ise de; savunmanın ispatı için geçmişe dönük satış sözleşmesi tanzimi olgusunun tek başına sanık ...'nin eyleme iştirak etiğini ortaya koymayacağı da gözetilerek sanığın parmak izi ile uzmanlık raporunda belirtilen araç üzerinden alınan parmak izinin karşılaştırılması, parmak iznin sanık ...'ye ait olduğunun belirlenmesi halinde aracın suçtan yaklaşık 1 hafta önce sanık ...'a satıldığının beyan edilmesi dikkate alınarak parmak izlerinin otomobil dış yüzeyinde ne kadar süre kalabileceğinin araştırılması, sanık ...'nin olay tarihinde kullanımında bulunan GSM hattının olay tarihi ve yakın tarihlere ait HTS dökümünün sinyal bilgilerini içerir biçimde getirtilerek diğer sanık ... ile olay öncesi ve sonrası irtibatının incelenmesi, olay yerindeki ya da yakınındaki vericiden sinyal alıp almadığı ve sanık ...'nin hazırlıkta sunmadığı ve mevcut olmadığını beyan ettiği yazılı satış sözleşmesini kovuşturma aşamasında sunmasına ilişkin beyanının alınarak çelişkinin sorulması ile sonucuna göre sanık ...'nin hukuki durumunun belirlenerek karar verilmesi yerine eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Kabule göre de;
    1- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
    Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    2- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 tarih ve 31100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile anılan maddede yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Hakkında erteli olmayan hapis cezasına hükmedilen sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmemesi,
    3- Dava konusu eşyanın müsaderesi sırasında uygulama maddesi olan TCK'nun 54/4. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 54. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi, dava konusu eşyanın müsaderesi ile yetinilmesi gerekirken numune olarak alınan sigaraların ayrıca tasfiyesine hükmedilmesi ve eşya müsaderesinde dosya kapsamında yargılama konusu nargile tütünü bulunmamasına karşın kaçak sigaralar ve nargile tütününden bahsedilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.














    Hemen Ara