Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2019/6388 Esas 2022/15891 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/6388
Karar No: 2022/15891
Karar Tarihi: 08.11.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2019/6388 Esas 2022/15891 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, Gümrük İdaresi’nin temyiz hakkının olmadığı ve bu nedenle müşteki vekilinin vaki temyiz isteğinin reddedildiği belirtilmiştir. Sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi için inceleme yapan uzman bilirkişinin sonucuna göre hüküm verilmesi gerektiği ifade edilmiş, bu nedenle eksik araştırma ile hüküm tesis edildiği belirtilerek mahkeme kararı bozulmuştur. Ayrıca, tekerrüre esas alınan adli sicil kaydının sanık lehine düzenlenen ceza indirimlerine uygun olarak yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiş, adli para cezalarında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanamayacağı ifade edilerek bu yönde bir karar verilmesinin hatalı olduğu vurgulanmıştır. Son olarak, dava konusu eşyaların müsadere edilmesi gerektiği ancak tasfiye kararı verildiği için mahkeme kararının bu yönde bozulduğu ifade edilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5607 sayılı Yasa, 3/22. maddesi
- 5271 sayılı CMK, 237. ve 238. maddeleri
- 1412 sayılı CMUK, 317. ve 321. maddeleri
- 7242 sayılı Yasa, 61. ve 62. maddeleri
- 5237 sayılı TCK, 7. madde ve 5/2. madde fıkrası
- 5607 sayılı Yasa, 5/3. madde ve fıkrası
- TCK'nun 58. maddesi ve 54/4. maddesi
7. Ceza Dairesi         2019/6388 E.  ,  2022/15891 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, tasfiye

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    I-Müşteki Gümrük İdaresi vekilinin temyiz talebi üzerine yapılan incelemede;
    Duruşmadan haberdar olduğu halde, usulüne uygun olarak düzenlenmiş bir dilekçe ile veya duruşmada sözlü beyanda bulunarak 5271 sayılı CMK'nun 237. ve 238. maddelerine göre katılan sıfatını almayan Gümrük İdaresi’nin temyiz etme hakkı bulunmadığından, müşteki Gümrük İdaresi vekilinin vaki temyiz isteğinin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
    II-Sanığın temyiz talebi üzerine yapılan incelemede;
    Sanıktan ele geçen dava konusu parfümler üzerinde ele geçen eşyanın kaçak ya da taklit ürün olup olmadığına dair inceleme yapılmadığı görülmekle; ele geçen parfümlerin taklit üretim olup olmadığı ile birlikte yerli üretim ya da yabancı menşeli olup olmadığının ve yurda kaçak olarak girip girmediğinin şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi bakımından, alanında uzman bilirkişiye tevdi edilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
    Kabule göre de;
    1-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    2- Sanığın tekerrüre esas alınan adli sicil kaydının 5607 sayılı Yasaya Muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin olduğu anlaşılmış olup, hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamla ilgili öncelikle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı mahkemesinden araştırılarak, neticesine göre söz konusu ilamın tekerrüre esas alınıp alınmayacağının ve 5607 sayılı Yasanın 5/3. madde ve fıkrası kapsamında etkin pişmanlık müessesesinin uygulanmasına engel teşkil edip etmeyeceğinin değerlendirilmesinin gerekmesi,
    3- Sanık hakkında hem hapis, hem de adli para cezasına hükmedilmesi karşısında, TCK'nun 58. maddesinin uygulanmasında adli para cezalarında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı halde hiçbir ayrım yapılmaksızın sanığın cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,
    4- Dava konusu eşyaların 5607 sayılı Yasanın 13/1.maddesi yollamasıyla TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde müsadere ve tasfiye kararı verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 08.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara