(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2011/16175 E. , 2012/5486 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... Beldesi, ... Mahallesi ... mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zaman aşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Yasanın 713. maddesi gereğince adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın KISMEN KABULÜNE ve fen bilirkişi ..."ın 02.12.2008 havale tarihli rapor ve krokisinde (A) işaretli 4053,80 m² yüzölçümlü taşınmazın davacı ... tapuya tesciline, (B) işaretli bölümün 1031 parsel sınırları içinde kaldığından reddine karar verilmiş, hüküm Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca açılan tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 16.08.1966 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Yörede 1976 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması ile 23.01.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın (a) işaretli bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen davacı gerçek kişi yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı H.Y.U.Y.nın 438. maddesi gereğince ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi uyarınca harç alınmasına yer olmadığına 09/04/2012 günü oyçokluğu ile karar verildi.
Dava, Medeni Yasa"nın 713. Maddesi hükmü uyarınca tapusuz taşınmazın imar - ihya ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak açılan tescil davası niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu 1966 yılında yapılmış, taşınmaz ve çevresi taşlık, kayalık, çalılık olarak tesbit dışı bırakılmıştır. Orman kadastrosu, 1977 yılında
kesinleşmiştir. Dava tarihi ile orman ve arazi kadastrosunun yapıldığı tarihler arasında 20 yıldan fazla süre geçtiği için koşulları varsa taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile mülk edinilmesi mümkündür.
Keşif; hakimin, uyuşmazlık konusu hakkında, bizzat duyu organları yardımıyla inceleme yapması ve bilgi sahibi olmasıdır.
Mahkemece, çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verilir (1086 sayılı Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunu, Madde 275 v.d., 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, Madde 266 v.d).
Somut olayda; mahkemece, 21/05/2004 ve 14/11/2008 tarihlerinde yerinde keşif yapılmış; yerel bilirkişi ve tanık, öncesinin hali arazi iken, ... tarafından taşları temizlenerek imar ve ihya edildiğini, 1970 yılından beri kuru tarım yapıldığını, iki yıl önce de davacının satın aldığını; orman mühendisi bilirkişiler, taşınmazın orman sınırları dışında , doğal eğimi %15-20 iken teraslama ile %5"e düşürülmüş, orman sayılmayan yerlerden olduğunu; Ziraat mühendisleri ve jeolog bilirkişi üzerinde 20-25 yaşlarında 15 adet ve 3 yaşında 130 adet zeytin ve keçiboynuzu ağaçlarının bulunduğunu, 35-40 yıldır tarım yapılarak kullanıldığını bildirmişler, taşınmazın fotoğrafları çekilerek dosyaya konulmuştur.
Mahkemece, karar veren hakim keşiflerde hazır bulunmadığı halde bilirkişi raporları esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, 20. Hukuk Dairesince de oyçokluğu ile karar onanmıştır.
Oysa, temyiz incelemesi aynı gün yapılan Dairemizin 2011/16174 - 2012/5492 (Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/593 esas - 2009/387 karar), 2011/16177 - 2012/5490 (Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/168 - 2011/358) sayılı dosyalarında aynı nitelikteki bilirkişi raporları yeterli görülmemiş, bilirkişiler de ek rapor alınması için dosya yerel mahkemeye geri çevrilmiş, 2011/16425 - 2012/5476 (Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/274 - 2011/178), 2011/16428 - 2012/5475 ( Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/250 - 2011/179), 2011/16420 - 2012/5477 (Silifke 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/255 - 2011/180) sayılı dosyalarında aynı nitelikteki bilirkişi raporlarına dayanılarak davanın reddine; Dairemizin 09/04/2012 gün ve 2011/16173 - 2012/5493 (Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2004/782 - 2012/285), 06/0372012 gün ve 2011/15216 - 2012/4529 (Silifke 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/354 - 2010/353 ) vs. dosyalarında aynı nitelikteki bilirkişi raporlarına dayanılarak davanın kabulüne dair verilen kararlar bilirkişi raporlarının yetersiz olduğu belirtilerek bozulmuştur.
Taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığı, imar ve ihya işleminin tamamlanıp tamamlanmadığı, kültü arazisi olup olmadığı ve toprak yapısının incelenmesi teknik bilgiyi gerektiren konulardır.
Dairemizin yukarıda belirtilen dosyalarında aynı nitelikteki bilirkişi raporları yeterli görülmemiş, bir kısım dosyalar ek rapor için yerel mahkemeye iade edilmiş, bir kısmında da bozma kararı verilmiştir.
Bu nedenlerle; benzer dosyalarda belirtildiği gibi, taşınmazın niteliği ve zilyetlikle kazanılacak yer olup olmadığı konusunda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığından hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken, onanması yönündeki sayın çoğunluk görüşüne katılmıyorum.