Esas No: 2010/1649
Karar No: 2011/4298
Karar Tarihi: 05.05.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2010/1649 Esas 2011/4298 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalı işveren nezdinde çalıştığı günlerin tespiti ile 01.02.2004 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Davacı ... sigorta sicil numarası ile ..., ..., ... ve ... sicil sayılı işyerlerinde çalışırken bu işyerlerinden yapılan bildirimlerin farklı isimlerle yapıldığını, ancak aynı işyerinde çalışan davacının çalışmalarının farklı dönemlerde farklı isimlerde bildirilmiş olduğunun açıkça belli olduğunu iddia ile, 1.2.2004 tarihinden geçerli olmak üzere, yaşlılık aylığı almaya hak kazandığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiştir.
Dosyadaki belgelerden davacı ..."ın ... İli, ... İlçesi, ... Mah., Cilt no:... , hane no:3"de, Baba adı: ..., Ana adı: ..., Doğum yeri: ..., Doğum tarihi: 17.1.1947 olarak, ... T.C.Kimlik numarası ile nüfusa kayıtlı olduğu, idari kayıt düzeltme ile adının "..." iken, "..." olduğu, Kurum bilgi işlem kayıtlarına göre ve hizmet cetvelinde ; 1.4.1977 - 4.7.1996 tarihleri arasında muhtelif işyerlerinde geçen toplam 4699 günlük çalışmalarının ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ..., ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... olarak değişik isim ve soyadlarıyla, ancak davacıya ait olan ... sigorta sicil numarası ile Kuruma bildirildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece davalı işverenlerden biri olan ... Çelik Makas San.Tic.Ltd.Şti. adına çıkarılmış 11.11.1994 tebellüğ tarihli 4 adet tebliğ belgesinde; tebellüğ eden sıfatı ile atılmış toplam 4 adet imzanın davacı ... elinden çıkmış olduğunu saptayan bilirkişi raporu ve dinlenen bazı bordro tanıklarının anlatımları esas alınarak sonuca gidildiği görülmektedir.
Sigortalılığın zorunlu, kişiye bağlı ve özellikle devredilemez bir hak olduğu ve bu tür davaların özel bir duyarlılığı gerektirdiği gözetilerek sağlıklı bir sonuca ulaşılabilmesi için Sosyal Sigortalar Kurumundan ve işveren yanında bulunan şahsi dosyalar ile prim ve ücret bordroları ile davacının imza ve fotoğraflarını içeren tüm işe giriş bildirgeleri getirtilerek davacının o tarihlerde Seçim Kurulu, Bankalar, Vergi Daireleri, Tapu Daireleri gibi resmi dairelerde imzasının bulunduğu belgeler getirtilerek imza ve fotoğrafın davacıya ait olup olmadığı konusunda benzerlik incelenmesi yaptırılmalı, nüfus kaydı ile SGK kayıtlarındaki nüfus bilgileri karşılaştırılmalı, SGK kayıtlarındaki ... , ... , ..., ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ... , ..., ..., ..., ... , ... , ... , ... , ..., ... , ... adlı kişilerin gerçekte var olup olmadığı ilgili nüfus müdürlüğünden sorulmalı, bu şahısların varlığı halinde, dava onların da hak alanını ilgilendirdiğinden davaya katılımları sağlanmalı ve davalı işyerlerinden davacıyı yakından tanıması gereken işyerleri kayıtlarında yer alan tanıkların, birlikte çalıştıkları kişinin davacı olduğunu beyan ettikleri de dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.05.2011gününde oybirliğiyle karar verildi.