Esas No: 2021/11024
Karar No: 2022/15899
Karar Tarihi: 09.11.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/11024 Esas 2022/15899 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/11024 E. , 2022/15899 K.Özet:
Mahkeme, 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçuyla ilgili olarak verilen yerel mahkeme hükmünü incelemiş ve sanık ... hakkında beraat kararını onaylamıştır. Ancak, diğer sanıklar ... ve ... hakkında verilen mahkumiyet hükümlerinin temyiz başvurularını değerlendirirken, suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, 5607 sayılı Yasa ile ilgili olarak 6455, 6545 ve 7242 sayılı yasaların da dikkate alınarak ceza tayini yapılması gerektiğini belirtmiştir. Kararda ayrıca, TCK'nun 53. maddesi ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli kararına da atıfta bulunulmuş ve 5607 sayılı Yasa'nın 13/1. maddesi gereği dava konusu eşya için müsadere kararı verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri detaylı olarak açıklanmadığından, eklenmedi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, sanıklar ... ve ... hakkında hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Katılan ... İdaresi vekilinin sanık ... hakkında kurulan beraat hükmü ile sınırlı temyiz isteminde bulunduğu anlaşılmakla;
I-Sanık ... hakkında kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre, katılan ... İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde;
1- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin, 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek;
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi gerektiğinin belirtildiği dikkate alınarak;
Her iki sanık bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 27.07.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 11.04.2014 olduğu,
Yapılan UYAP sorgulamasında halen derdest olduğu anlaşılan Diyarbakır 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/278 Esas sırasında kayıtlı dosyada suç tarihinin 18.07.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 26.05.2014 olduğu,
Bu dosyadaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanıkların eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
3-TCK'nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı gözönünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
4-Dava konusu eşya hakkında 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaletiyle TCK’nun 54/4. maddesi gereğince müsadere kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkm ... müdafii ve sanık ...'nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.