Esas No: 2013/11172
Karar No: 2013/27400
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/11172 Esas 2013/27400 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğunu, davalı şirketin dava dışı... şirketler grubu içinde yer aldığını, uzun yıllardır grup şirketlerinin vekilliğini üstlendiğini, davalı şirketle 01.09.2007 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli Avukatlık sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmede tarafların bu süreden önce yazılı bilgi vermek kaydı ile karşılıklı olarak sözleşmeyi feshetme hakkının olmasına rağmen süre bitiminden sonrada avukatlık hizmeti vermeye devam ettiğini, sözleşmenin zımnen yenilendiğini, aylık danışmanlık ücretinin dışında davalar nedeniyle ... Barosu tarifesi baz alınarak vekalet ücreti ödemesi yapılması gerekirken ücretinin ve cebinden ödediği dava ve icra masraflarının ödenmemesi nedeniyle 16.01.2009 tarihinde haklı nedenle istifa ettiğini ileri sürerek şimdilik derdest olan 5 dosya için toplam 3.200.00.TL, karara çıkan 7 dava dosyası için toplam 2.100.00.TL, 3 adet icra dosyası için toplam 600.00.TL2008 yılı Nisan – Kasım ayları arasında yaptığı ancak kendisine ödenmeyen masraflar için 2.844.00.TL, istifa sürecinde noter ve mahkemede yapılan masraflar için 200.00.TL olmak üzere toplam 8.944.00.TL" nın, yargılama sırasında verilen ıslah dilekçesi ile de toplam 38.642.58.TL" nın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, bilirkişi rapor ve ek raporu esas alınarak davanın kabulü ile 38.642.58.TL" nın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının istifanın haksız olduğu ve sadece aylık sabit ücret ödeneceği yönündeki temyiz itirazlarının reddi gerekir
2-Somut uyuşmazlıkta, Davacı avukatın haklı olarak istifa ettiği mahkemenin de kabulündedir. Kaldı ki, davacının istifasının haklı olduğu davalı şirketinde içinde bulunduğu şirketler grubu ile ilgili benzer dosyaların temyiz incelemesi sırasında da kabul edilerek kesinleşmiştir. Haklı istifa nedeniyle davacı avukat ücretin tamamını isteme hakkına sahiptir. Taraflar arasında imzalanan 01.09.2007 tarihli Avukatlık sözleşmesi ile davalı şirket tarafından avukata verilen ve şirketin alacaklısı olduğu kambiyo senetlerinin ve diğer evrakların icra takibine konulması ile elde edilen tahsilatın %5" i ile bu icra takiplerinde hak edilen ücreti vekaletin avukata ait olacağı, şirketin temsili ve hukuki danışmanlık dışında ki dava ve takipler için, ... Barosunun o tarihte belirlediği asgari ücret tarifesine göre tarafların kendi aralarındaki anlaşmanın uygulanacağı kabul edilmiştir.
Mahkeme tarafından hükme esas alınan bilirkişi rapor ve ek raporunda; “şirket tarafından avukata verilen ve şirketin alacaklısı olduğu kambiyo senetlerinin ve diğer evrakların icra takibine konulması ile elde edilen tahsilatın %5" i ile bu icra takiplerinde hak edilen ücreti vekaletin avukata ait olacağı” yönündeki hükmü geçersiz kabul ederek tüm dava ve takipler için, Avukatlık Yasasının 164/2. madde ve fıkrasındaki “yüzdeyirmibeşi aşmamak” kuralına dikkat etmeden ... Barosunun belirlediği asgari ücret tarifesi uygulanarak hesaplama yaptığı anlaşılmıştır.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’ nun ücrete ilişkin 163 ve 164. maddeleri, vekil ile müvekkil arasındaki ücrete ilişkin düzenlemeleri getirmiştir. Anılan yasada, 20.1.2004 tarihinde 5043 sayılı Kanunla değişiklikler yapılmış ve Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin dördüncü fıkrası değişikliğe uğramış ve “Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarının incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir. Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.” Yazılıdır. Aynı Yasanın 164/2. madde ve fıkrasında da tarafların “yüzdeyirmibeşi aşmamak üzere dava veya hükmolunacak değeri yahut paranın belli bir yüzdesinin avukatlık ücreti olarak kararlaştırabilecekleri” hükme bağlanmıştır.
Yasal mevzuat ışığında öncelikle taraflar arasında imzalanan Avukatlık ücret sözleşmesinin ücret ile ilgili 5. maddesindeki “... şirket tarafından avukata verilen ve şirketin alacaklısı olduğu kambiyo senetlerinin ve diğer evrakların icra takibine konulması ile elde edilen tahsilatın %5" i ile bu icra takiplerinde hak edilen ücreti vekaletin avukata ait olacağı...” yönündeki sözleşme hükmü geçerlidir. Ancak “Şirketin temsili ve hukuki danışmanlık dışında ki dava ve takipler için, ... Barosunun o tarihte belirlediği asgari ücret tarifesine göre tarafların kendi aralarındaki anlaşmanın uygulanacağı...” yönündeki kararlaştırmanın, taraflar arasında bu konuda herhangi bir anlaşmanın bulunmaması ve sözleşmenin bu hükmünün belirgin olmaması, nedeniyle bu hükmün geçerli olacağından söz edilemez. Hal böyle olunca, değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilamın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktarın avukatlık ücreti olarak belirlenmesi, değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesinin uygulanması gerekir. O halde mahkemece, az yukarıdaki ilkeler ışığında davacının, dava konusu yaptığı dava ve icra dosyaları yönünden talep edebileceği avukatlık ücretinin alanında uzman bilirkişi veya kurulu aracılığı ile taraf ve yargı denetimine elverişli yeni bir bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yetersiz ve yanlış bilirkişi raporuna değer verilerek yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenle davalının istifanın haksız olduğu ve sadece aylık sabit ücret ödeneceği yönündeki temyiz itirazlarının reddine, 2.bent gereğince hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 3.bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 660.00 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 6.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.