Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/21099 Esas 2022/15990 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/21099
Karar No: 2022/15990
Karar Tarihi: 09.11.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/21099 Esas 2022/15990 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2021/21099 E.  ,  2022/15990 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM : Sanık ... hakkında beraat, sanık ... hakkında hükümlülük; müsadere, aracın müsaderesine yer olmadığına

    Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Katılan Gümrük İdaresi vekilinin sanık ... hakkında verilen beraat kararı ve suçta kullanılan nakil vasıtanın müsadere edilmesi gerektiğiyle ilgili sınırlı temyiz talebi ile sanık ...'nun verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    Olay tutanağına göre, ihbar üzerine Tır parkı içerisinde lastikçinin yanında bulunan konteynırın yanında plakasız minibüs görüldüğü, minibüsün arka kapısının açık olduğu ve içinde 2 adet 1.000 litrelik fiber tankların olduğu, tankların konteynırın içerisindeki pompa düzeneği ile irtibatlı olduğunun görülmesi üzerine araçta ve konteynırda yapılan aramada toplamda 1.200litre mineral yağ, bitkisel yağ ve motorin karışımının ele geçirildiği, sanık ...'in iş yerinin ve ele geçirilenlerin kendisine ait olduğunu, ancak aracın sanık ...'e ait olduğunu, araçlardan çıkan atık yağları temizleyerek sattığını beyan ettiği, sanık ...'in de aracın kendisine ait olduğunu ancak aracın trafikten men edilmesi nedeniyle anahtarını sanık ...'e verdiğini ve ele geçirilen eşyaların kendisine ait olmadığını beyan etmiş ise de, ele geçen kaçak yakıtın miktarı, kaçak eşyanın ele geçiriliş şekli ve tüm dosya kapsamına göre sanık ...'in üzerine atılı suçu işlediği gözetilmeden atılı suçtan mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi,
    Kabule görede;
    1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10, 3/10-son madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça
    konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
    Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasanın 3/11. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/10-son, 3/22, 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası nazara alınarak sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    2-6455 sayılı Yasanın 55. maddesiyle 5607 sayılı Yasanın 4. maddesine eklenen 8. fıkrası "Kaçak akaryakıt satışının, 3'üncü maddesinin ondördüncü fıkrasında belirtildiği şekilde sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipman kullanılarak gerçekleştirilmesi halinde verilecek cezalar iki kat arttırılır" şeklinde; 6455 sayılı Yasanın 54. maddesiyle 5607 sayılı Yasanın 3. maddesine eklenen 14. fıkrası ise, "Kaçak akaryakıt veya sahte ulusal marker elde etmeye, satmaya ya da herhangi bir piyasa faaliyetine konu etmeye yarayacak şekilde lisansa esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı olarak sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipman bulunduranlar iki yıldan beş yıla kadar hapis ve yirmibin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır" şeklinde düzenlenmiştir.
    5607 sayılı Yasanın 4/8. fıkrasının uygulanabilmesi için, kanun koyucu "... 3'üncü maddenin 14. fıkrasında belirtildiği şekilde sabit ya da seyyar tank, düzenek veya ekipman kullanılarak..." demek suretiyle 5607 sayılı Yasanın 3/14. fıkrasına atıfta bulunmuştur.
    5607 sayılı Yasanın 3/14. madde ve fıkrasında tanımlanan suçun konusunu oluşturan eşya, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'ndan alınan izin belgesine (lisansa) esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı olarak yapılan ya da bulundurulan sabit veya seyyar tank, düzenek yahut ekipmanlardır.
    5607 sayılı Yasanın 4/8. madde fıkrasının uygulanabilmesi için 5607 sayılı Yasanın 3/14. madde fıkrasına atıfta bulunulması cihetiyle, Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'ndan alınan izin belgesine (lisansa) esas teşkil eden belgelerde belirlenenlere aykırı olarak yapılan ya da bulundurulan sabit veya seyyar tank, düzenek yahut ekipmanlar kullanılarak kaçak akaryakıt satışının gerçekleştirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
    Yukarıda açıklanan nedenlerle Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'ndan alınmış bir izin belgesi (ruhsatı) bulunmayan sanık hakkında unsurları itibarıyla oluşmadığından 5607 sayılı Yasanın 4/8. maddesi gereğince artırım yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
    3-Dava konusu kaçak eşyanın müsaderesine karar verilirken uygulama maddesinin 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla TCK'nun 54/4. maddesi yerine, TCK'nun 54. maddesi olarak gösterilmesi suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
    4-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    5-Sanık hakkında hem adli para cezası hem de hapis cezası verildiği ve adli para cezaları için TCK'nun 58.maddesine göre tekerrür hükümleri uygulanamayacağı halde tekerrür hükümleri uygulanmasına karar verilirken hiç bir ayrım yapmaksızın sanığın cezasının TCK'nun 58/6. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,
    6-Sanığın tekerrüre esas alınan adli sicil kaydının 5015 Yasaya muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin olduğu anlaşılmış olup, hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamla ilgili öncelikle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı mahkemesinden araştırılarak, neticesine göre söz konusu ilamın tekerrüre esas alınıp alınmayacağının değerlendirilmesinin gerekmesi,
    7-Yargılama giderleri ile ilgili olarak, 5271 sayılı CMK'nun 324. maddesinin 2. fıkrasında "Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” şeklindeki açık hükmü ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 26/05/1935 gün ve 111/7 sayılı "yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı parçası olduğundan ilamlarda açıklanmalı, kime yükletileceği belirtilmedir" ve yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 02/05/1966 gün ve 4/3 sayılı "tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderinin miktarı ve kime ne miktarda yükleteceği belirtilerek, sanığın yükümlülüğü öğrenmesinin sağlanması ve bu sayede sanığın yargılama giderlerine karşı temyiz davası açıp açmama hususunda karar verme olanağı tanınması gerektiğini” belirten kararları karşısında, hükmün esasını oluşturan kısa kararda, sanığın yükümlülüğünü öğrenmesi ve buna göre yargılama giderleri yönünden temyiz yoluna başvurup başvurmayacağı hususunda karar vermesine imkan tanımak için, yargılama giderlerinin kime yükleneceğinin ve bu yükümlülüğün ne miktar olacağının belirtilmesi gerektiği gözetilmeksizin kısa kararda yargılama gideri kısmı boş bırakılarak yargılama giderleri ile ilgili miktar açıklanmadan usul ve yasaya aykırı hüküm kurulması,
    8-Sanık ...'a ait araçta kaçak yakıt ele geçirildiği olayda; suça konu kaçak eşyanın, taşıma aracının yüküne göre miktar veya hacim bakımından tamamını veya ağırlıklı bölümünü oluşturması ve kaçak eşyaların değeri ile nakil vasıtasının değeri göz önüne alındığında TCK'nun 54/3. maddesine göre aracın müsaderesinin hakkaniyete aykırı olmayacağı gözetilerek nakil aracının müsaderesi yerine yazılı şekilde iadesine karar verilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık ile katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 09/11/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara