Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4318 Esas 2012/5270 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4318
Karar No: 2012/5270

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4318 Esas 2012/5270 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı tarafından tapu kayıtlarında olmayan bir taşınmazın sahipliği iddia edilmiş ve tescil istenmiştir. İlk mahkeme tarafından davanın reddedilmesine karar verilmiştir. Ancak, yapılan inceleme ve araştırma yeterli değildir. Bu nedenle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde yapılan orman tahdidi işlemlerine ilişkin belgeler, eski memleket haritaları, hava fotoğrafları ve amenajman planı incelenerek, uzman orman mühendisleri tarafından yeniden keşif yapılmalıdır. Davacının temyiz itirazları kabul edilerek, hüküm bozulmuştur.
Kanun Maddeleri: Medeni Yasa'nın 713. maddesi, 3116 sayılı Kanun, 4785 sayılı Kanun, 5658 sayılı Kanun, 3402 sayılı Kanun'un 45. maddesi, Anayasa Mahkemesi'nin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları, 5304 sayılı Kanun'un 14. maddesi.
20. Hukuk Dairesi         2012/4318 E.  ,  2012/5270 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyü, ... Köyiçi mevkisinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1966 yılında yapılmış ve 04/12/1967 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    Yine bu yerde 30/05/2005 tarihinde 60 nolu Orman Kadastro Komisyonunca 6831 sayılı Yasaya göre orman kadastrosuna başlanmış, sonuçları 10/08/2006 tarihinde ilan edilerek kesinleşmiştir.
    Mahkemece, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu bildiren bilirkişi raporu esas alınarak; davanın reddine karar verilmişse de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Davacı tarafından, aynı yerle ilgili olarak 27/10/2006 tarihinde asliye hukuk mahkemesinde açılan ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek kesinleşen dava dosyasında yapılan keşifte yer alan orman bilirkişi tarafından taşınmazın yöreye ait eski tarihli belgelerde açık alanda kaldığı ve orman sayılmayan yerlerden olduğu açıklanmıştır. Temyize konu dava dosyasının keşfinde hazır bulunan orman bilirkişisi ...’a ait 03/07/2007 tarihli raporda ise, bu kez taşınmazın eski tarihli belgelerde ibreli, yapraklı ağaçlar ve maki işaretleri bulunan yeşil alanda kaldığı; devlet ormanı sayılan yerlerden olduğu yolunda rapor düzenlenmiştir. Son raporda, taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı da açıklanmaktadır. Bu iki rapor birbiri ile çelişkili olup çelişkili raporlara dayanılarak hüküm kurulamaz. Bu nedenle mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneği ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin
    ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritası, kesinleşen orman kadastrosu, varsa aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritalarının ölçekleri kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de bu haritaların ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, bu haritalar birbiri üzerine ablike edilerek düzenlenecek bu haritalarda komşu ve yakın komşu parseller birlikte gösterilmeli, yine değişik açı ve uzaklıklarda olan, en az 4 ya da 5 orman tahdit sınır (OTS) noktası görülecek biçimde, dava konusu taşınmaz ile komşu taşınmazların, memleket haritası, kadastro paftası, orman kadastro haritası ile aplikasyon ve 2/B madde uygulama haritasına göre konumu ve orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları bu haritalar ile paftaların tümü üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilip gösterilecek şekilde kendilerinden müşterek imzalı krokili rapor alınmalı, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmelidir. Çelişkili raporlara dayanılarak kurulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 05/04/2012 günü oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara