Esas No: 2021/11044
Karar No: 2022/16289
Karar Tarihi: 10.11.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/11044 Esas 2022/16289 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/11044 E. , 2022/16289 K.Özet:
Mahkeme, 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen hüküm üzerine yapılan temyiz başvurusunu incelemiştir. Sanıkların suç işledikleri tarih, ele geçirilen eşyanın niteliği ve değerlendirilen kanun maddeleri göz önünde bulundurularak, yerel mahkemenin hükmü bozulmuştur. Kararda, suç tarihi öncesinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değiştirilen 5607 sayılı Yasa ve suç tarihinde yürürlükte olan 6545 ve 7242 sayılı Yasaların belirli maddeleriyle ilgili açıklamalara yer verilmiştir. Ayrıca, sanığın eylemlerinin zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığı ve sabıkasının tekerrüre esas teşkil edip etmeyeceği de tartışılmıştır. Kararda ayrıca, müsaderenin hangi kanun maddesi uyarınca yapılması gerektiği belirtilerek, hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Detaylı kanun maddeleri ise şunlardır: 5607 sayılı Yasa'nın 3/5, 3/10, 3/18, 3/22, 5/2. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi, 7242 sayılı Yasa'nın 61 ve 62. maddeleri, geçici 12. maddenin 2. fıkrası, TCK'nun 43. maddesi ve 54/4. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanıklar hakkında hükümlülük, müsadere, nakil aracının müsadere talebinin reddine
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen Geçici 12. maddenin 2. fıkrası nazara alınarak sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2) 24/11/2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de,
1)Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerinin bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve haklarında TCK'nun 43.maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
Sanık ... bakımından;
Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 05/06/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 30/12/2014 olduğu,
-Yapılan UYAP sorgulamasında, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığında inceleme aşamasında olup derdest olan Bitlis 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/718 Esas, 2022/29 sayılı karar dosyasında suç tarihinin 09.09.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 21.04.2015 olduğu,
-Dairemiz 2022/6085 Esas 2022/12844 Karar sayılı ilamı ile bozulmasına karar verilen Bitlis 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2020/587 Esas ve 2021/918 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 24/06/2014, iddianame düzenleme tarihinin ise 24/07/2014 olduğu,
Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, gerektiğinde birleştirilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
2) Sanık ...'nın tekerrüre esas alınan adli sicil kaydının 4733 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne ilişkin olduğu anlaşılmış olup, 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla; tekerrüre esas alınan ilamla ilgili uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı belirlendikten sonra sonucuna göre sanığın sabıkasının tekerrüre esas teşkil edip etmeyeceğinin tartışılmasında zorunluluk bulunduğunun gözetilmemesi,
3)Dava konusu kaçak akaryakıtın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaletiyle TCK’nun 54/4. maddesi gereğince müsaderesine karar verilmesi gerekirken delalet maddesinin gösterilmemesi,
Yasaya aykırı, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.