Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/10516 Esas 2022/4813 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/10516
Karar No: 2022/4813
Karar Tarihi: 15.06.2022

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/10516 Esas 2022/4813 Karar Sayılı İlamı

12. Ceza Dairesi         2020/10516 E.  ,  2022/4813 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs
    Hükümler : 1- Sanık ...’a TCK'nın 32. maddesi gereğince ceza verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkında TCK'nın 57/1. maddesi gereğince akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin hüküm
    2- Sanık ...’nın TCK’nın 277/1, 277/2, 43/2, 62, 53. maddeleri gereğince mahkumiyetine ilişkin hüküm

    Yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan sanık ...’a ceza verilmesine yer olmadığına ve sanık ... hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçundan sanık ...’nın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve sanık ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    A) Sanık ... hakkındaki hükme yönelik mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin incelenmesinde;
    UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıt örneğinde sanık ...’nin 21.09.2016 tarihinde temyiz aşamasında öldüğünün tespit edilmiş olması karşısında, sanık ... hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı TCK’nın 64/1. maddesi uyarınca düşmesine karar verilmesinde zorunluluk bulunması nedeniyle hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA,
    B) Sanık ... hakkındaki hükme yönelik mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanık ...’nın temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanık ...’nın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    İncelenen dosyada; sanık ...’nın da davacı sıfatını taşıdığı Espiye Kadastro Mahkemesinin 2012/38 esasına kayıtlı dava dosyasında alınan ara karar gereğince 11.10.2013 günü yapılmakta olan keşif esnasında, sanık tarafından, mahalli bilirkişilere yönelik “Yalan söylüyorsunuz, yalancısınız” şeklinde sözler söylenmesi nedeniyle sanığın hakaret ve yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçlarını işlediği iddiasıyla kamu davası açıldığı ve yapılan yargılama sonunda sanığın sübut bulan eyleminin TCK’nın 277/1-2. madde ve fıkralarındaki yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunu oluşturduğunun kabulüyle sanık hakkında mahkumiyet kararı verildiği anlaşılmakla,
    Gerek 11.10.2013 tarihli keşif tutanağına gerek sanığın savunması ile tanıkların beyanlarına göre, sanığın, mahalli bilirkişilerden doğruyu söylemelerini isteyip, mahalli bilirkişilerin ifadelerinin alındığı esnada da, kimi zaman kısık kimi zaman biraz yüksek sesle “Yalan söylüyorlar” vb. biçimde sözler söylemesi nedeniyle önce uyarılıp daha sonra da keşif mahallinden uzaklaştırıldığı dikkate alındığında, söylenen sözlerin, söyleniş tarzı ve içeriği ile söylendiği ortama nazaran, görülmekte olan davada davanın taraflarından birinin lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs niteliğinde olmadığı gibi, sanığın küfürlü konuştuğuna ya da kocası olan diğer sanığın konuşmalarına iştirak ettiğine dair herhangi bir delil de bulunmadığı halde, görülmekte olan davayla bağlantılı olarak iddia ve savunma dokunulmazlığı sınırları içerisinde değerlendirilebilecek olan sözlerinden dolayı sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken, yasal ve yeterli olmayan yazılı gerekçelerle mahkumiyet kararı verilmesi,
    Kabul ve uygulamaya göre de:
    a) İddianamede uygulanması talep edilmediği halde ek savunma hakkı verilmeden TCK'nın 277/2. madde ve fıkrası uyarınca temel cezada artırım yapılması suretiyle CMK'nın 226. maddesine uyulmaması,
    b) Adliyeye karşı işlenen yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı etkilemeye teşebbüs suçunun koruduğu hukuki yarar ve niteliği itibariyle iddianamede şikayetçi olarak isimleri yazılı mahalli bilirkişilerin anılan suçun mağduru olmadıkları ve zincirleme suç koşullarının oluşmadığı gözetilmeden, sanık hakkında belirlenen temel cezada, TCK’nın 43/2. madde ve fıkrası gereğince ¼ oranında artırım yapılmak suretiyle sanığa fazla ceza tayin edilmesi,
    c) T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının ve sanık ...’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 15.06.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Hemen Ara